Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu’nda, enerji ve maden alanlarına ilişkin bazı kanunlarda değişiklik öngören teklifin maddeleri üzerinde görüşmeler sürüyor. Komisyon, 21 saattir devam eden görüşmelerde teklifin ilk 7 maddesini kabul etti.ÇED SÜRECİ ÜZERİNDE ELEŞTİRİLER YÜKSELDİİYİ Parti Çanakkale Milletvekili Rıdvan Uz, teklifin Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) sürecindeki ön kontrol mekanizmasını kaldırdığını öne sürerek şunları söyledi:
"Bu teklifin kanunlaşması halinde 'işlemler başladı, durdurulması yatırımı engeller' gibi argümanlarla da karşılaşılması olağan hale gelecek. Zamanla ÇED, bir formaliteye dönüşecek yani iş böyle olunca bu sefer 'Ben ilgili yerlerden izinleri bu bağlamda aldım, ÇED de artık verilmek zorunda' gibi bürokrasi üzerinde de baskı oluşturacak. Yatırım kaçmasın diye bu gerekçelerde ÇED lehine değil yatırım lehine karar alınması baskısı oluşacak."ZEYTİNLİK ALANLAR MADENCİLİK FAALİYETLERİNE AÇILACAK İDDİASIDEM Parti İzmir Milletvekili Burcugül Çubuk ise teklifin ekinde yer alan koordinat listelerinin Muğla Yatağan, Kemerköy ve Akbelen gibi bölgelerdeki zeytinlik alanları hedef aldığını ileri sürdü. Çubuk açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Geçici 45. madde ile Akbelen ve çevresindeki zeytinlikler istisna düzenlemelerle doğrudan madenciliğe açılacak. Zeytinlerin taşınması veya eş değer alanlara bahçelere kurulması gibi önerilerle zeytincilik kanunu baypas ediliyor."“DİĞER KURUMLAR ÜZERİNDE BASKI OLUŞUR” UYARISIYeni Yol Partisi Ankara Milletvekili Mesut Doğan da teklifin bazı maddelerine dikkat çekerek şunları söyledi:
"Diyelim ki ÇED süreci erken tamamlandı, bu durumda başvurduğu diğer kurum 'ÇED olumlu' kararı almış bir yatırım için olumsuz bir karar verebilecek mi? Bu durum bu kurumlar için bir baskı oluşturmayacak mı?"“ÇED GEREKLİ DEĞİLDİR” İFADESİNE TEPKİCHP Kocaeli Milletvekili Nail Çiler, teklifin gerekçesinde yer alan "ÇED gerekli değildir" ifadesine karşı çıkarak şu değerlendirmede bulundu:
"Bu düzenleme yalnızca bir cümle değişikliği gibi görünse de aslında çevresel etki değerlendirmesi sürecini fiilen işlevsiz hale getirmektedir. ÇED bir bürokratik prosedür değildir, ÇED bir geciktirme mekanizması hiç değildir; ÇED anayasal çevre hakkının güvencesidir, ÇED kamusal denetimin ve bilimsel değerlendirmenin aracıdır."Anadolu Ajansı