Samsun'un İlkadım ilçesinde yaşayan evli ve 2 çocuk annesi 57 yaşındaki Türkan Özkan Konaçoğlu, 'meme kanserine' yakalandı. Vücut direnci düşmemesi için evden çıkmayan Konaçoğlu, eşinin doğadan topladığı yaprak, çam iğnesi, sebze ve meyve kabukları gibi bitkileri 200 derece suda kaynatarak ekolojik baskı ile elbise yapmaya başladı.Meme kanseri nedeniyle 2,5 yıl kemoterapi de gören Türkan Konaçoğlu, evinde yaptığı ekolojik baskı ile kanser tedavisi gören bayanlara da yardımcı oluyor.
YABANCI SİTELERDE GÖRDÜYurtdışındaki sitelerde gördüğü ekolojik baskı ile tanıştığını belirten Türkan Konaçoğlu, "25 yıllık çalışma hayatımdan sonra sanatla ilgilenmeye başladım. Sanatın birçok dalıyla da uğraştım. Ama ekolojik baskı beni en çok cezbedenlerden biri oldu. Doğayı ve denizi çok seviyorum. Kumaşlar üzerindeki o görüntüler beni çok cezbetti. Yurtdışındaki sitelerden bu sanatla tanıştım. Yabancı dilim olmadığı için bilgi edinmek çok zorlaştı. Yabancı metinleri çevirerek bu sanatı öğrendim” diye konuştu.
BİTKİ VE KUMAŞIN UYUMUYaprakları doğadan topladıklarını belirten Konaçoğlu, "Bitkilerin kumaşla kendi arasındaki ritminin diyaloğunu öğrenmeye başladığınızda sanatı da öğrenmiş oluyorsunuz. Doğadaki birçok yaprak birçok kumaşla size sonsuz görüntüler ortaya çıkarmasına sebep oluyor. Yaprakları kumaşların üzerine ara tuzların yardımıyla koyuyorsunuz. Karşınıza gönlünüzden geçirdiğiniz şekillerin karşılığında size bir şeyler sunuyor. Yüksek ateş de uzun sürede kaynadığında bu işlemler gerçekleşiyor. Hayvansal olan kumaşların üzerindeki etkisi çok daha yüksek. Bunlar ipek, keçe, yün. Çünkü yaprakların üzerindeki pigmentler hayvansal olan kumaşlarda çok daha kolay bir şekilde yapışma özelliği gösteriyor. Doğal olarak da üzerindeki baskılarda çok kaliteli bir şekilde yapışmış oluyor" şeklinde konuştu.
‘BİR TÜRK KADINI VAR’Dünyada koton kumaş üzerine ekolojik baskı yapılmadığını ama kendisinin yaptığının altını çizen Konaçoğlu, "Türkiye'de değil, dünyada bile koton kumaşların üzerinde hiç kimse çalışmıyor. Koton kumaşlarda baskıyı çıkartmak çok zor. Ben de tam tersine dünyanın hiç üzerinde durmadığı ama Türkiye'de bunu da yapan ‘bir Türk kadını var’ olsun diye koton üzerinde çok çalışıyorum. Koton da ipeğin üzerinde çıkmış netlik kadar da bu baskıları çıkartabiliyorum" dedi.
'KANSER OLDUM, ÖLECEĞİM’ DİYE DÜŞÜNMEDİMMeme kanseri sonrası ekolojik baskının kendisine çok iyi geldiğini belirten evli ve 2 çocuk annesi Türkan Konaçoğlu, şöyle konuştu; "2016 yılında bir rahatsızlık geçirdim. Göğsümde bir kitle yakaladım. Doktora gittim ve birinci evre olduğu söylendi. Gereken operasyonlar yapıldı. 2,5 yıl kemoterapi gördüm. Hiçbir şekilde kendimi ‘kanser oldum, öleceğim’ diye düşünmedim. Hatta hiç yardım dahi almadım. Evimi hastaneye dönüştürdüm. Steril bir ortamda tedavilerimi oldum. Bütün işlerimi kendim yaparak ayakta kalmaya çalıştım. Ondan sonra boşlukta kaldım. Vücut direncim düşmesin diye çok fazla dışarı çıkmıyorum. O zamanlarda da ekolojik baskı sanatıyla tanıştım. Sanatımı hastalıktan sonra yeniden bir doğuş, bir gemiyle yelken açıp başka bir dünyaya yolculuk gibi çok iyi geldi. Doğayı evime taşımak da beni çok mutlu etti."Murat Özden



