1997 yılından günümüze kadar her yıl düzenlenen ‘Ortaçağ ve Türk Dönemi Kazıları ve Sanat Tarihi Araştırmaları Sempozyumu’nun 27’ncisi Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı iş birliği ile Ondokuz Mayıs Üniversitesinde (OMÜ) gerçekleştiriliyor. OMÜ Uzaktan Eğitim Merkezi'nde düzenlenen sempozyum açılışına; Samsun Valisi Orhan Tavlı, Samsun Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Sabri Kılıç, OMÜ Rektörü Prof. Dr. Yavuz Ünal, Atatürk Kültür Merkezi Başkanı Dr. Zeki Eraslan, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Selim Eren, Prof. Dr. Sevim Alışır, Genel Sekreter Prof. Dr. İdris Varıcı, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Vedat Keleş, Sempozyum Düzenleme Kurul Başkanı Doç. Dr. Kemal Özkurt, akademisyenler ile öğrenciler katıldı.
1997 yılından günümüze kadar her yıl düzenlenen ‘Ortaçağ ve Türk Dönemi Kazıları ve Sanat Tarihi Araştırmaları Sempozyumu’nun 27’ncisi Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı iş birliği ile Ondokuz Mayıs Üniversitesinde (OMÜ) gerçekleştiriliyor.
Vali Orhan Tavlı TAVLI: BİZLERE MİRAS Medeniyetinin tarihine ve önemine vurguda bulunan Samsun Valisi Orhan Tavlı, “Arkeolojik alanlar multidisipliner yaklaşımın tam da merkezi olan alanlardır. Bütün bilim dallarının orada çalışma yapması gerekiyor. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ten bize miras olan tarih ve kültür kurumlarını görüyoruz. Atatürk, kültürün araştırılması ve kurulması için kurumlar oluşturarak bu kurumları bize miras bırakmıştır. Bizim medeniyetimiz, tüm medeniyetler tarihinin ve kültürünün hepsini sahiplenip ortaya çıkaran insanlıkla buluşturan ve bu kadim medeniyetleri koruyup, kollayan bir medeniyet olduğunu gösteriyor.” şeklinde konuştu.
OMÜ Rektörü Prof.Dr. Yavuz Ünal 'KENDİ DEĞERLERİMİZE
SAHİP ÇIKMALIYIZ'Tarihin araştırılmadan yaşama devam edilmesinin güç olduğunu vurgulayan Rektör Prof. Dr. Yavuz Ünal, “Eğer geleceğe hâkim olacaksak ve geleceğe ilişkin bir şeyler inşa edeceksek önce geçmişteki köklerimizi sabitlenmesi ve bunun masanın üzerine konulması gerekiyor. Bu nedenle Samsun, tarihi bir dönemini yaşıyor. Türkiye’de kendisinden söz ettirecek müzemiz yakın zamanda açılacak. Bir taraftan bu sempozyumun, Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında sadece resmî bir etkinlik olarak değil de bunun kültürünü oluşturmak ve toplumda heyecan uyandıran bir unsur olarak algılanmasını sağlamak için yaklaşık 10 gün süren bir etkinlik programı planlandı. Bunun içerisinde farklı çalıştaylar, sempozyumlar, sergiler ve tanıtımlar gerçekleştirildi.Bir milletin ihraç edilen, eklemlenen kültürlerle var olması ve bekasını garanti altına alması mümkün değildir. Özellikle kültür emperyalizminin bu kadar güçlü olduğu bir dünyada kendi kültürümüze, kendi değerlerimize, kendi kültürel mirasımıza el atma noktasında özel bir özen göstermemiz gerekiyor. Türk milletinin mirasının özel olarak çıkarılması, sergilenmesi ve bunun hikâyesinin de yazılması gerekiyor. Bu noktada hikâyenin yazılması hatta mitolojinin oluşturulması gerekiyor. Mitoloji, hikâye ve masal; bütün bunlar kültürümüzü taşıyan ve besleyen unsurlardır. Eğer bir milletin anlatacak mitolojisi, masalı yoksa hiçbir şeyi yok demektir. Kendisini ortaya koyacağı çok varlığı yok demektir "ifadelerini kullandı. Nazım Akpınar



SAHİP ÇIKMALIYIZ'Tarihin araştırılmadan yaşama devam edilmesinin güç olduğunu vurgulayan Rektör Prof. Dr. Yavuz Ünal, “Eğer geleceğe hâkim olacaksak ve geleceğe ilişkin bir şeyler inşa edeceksek önce geçmişteki köklerimizi sabitlenmesi ve bunun masanın üzerine konulması gerekiyor. Bu nedenle Samsun, tarihi bir dönemini yaşıyor. Türkiye’de kendisinden söz ettirecek müzemiz yakın zamanda açılacak. Bir taraftan bu sempozyumun, Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında sadece resmî bir etkinlik olarak değil de bunun kültürünü oluşturmak ve toplumda heyecan uyandıran bir unsur olarak algılanmasını sağlamak için yaklaşık 10 gün süren bir etkinlik programı planlandı. Bunun içerisinde farklı çalıştaylar, sempozyumlar, sergiler ve tanıtımlar gerçekleştirildi.Bir milletin ihraç edilen, eklemlenen kültürlerle var olması ve bekasını garanti altına alması mümkün değildir. Özellikle kültür emperyalizminin bu kadar güçlü olduğu bir dünyada kendi kültürümüze, kendi değerlerimize, kendi kültürel mirasımıza el atma noktasında özel bir özen göstermemiz gerekiyor. Türk milletinin mirasının özel olarak çıkarılması, sergilenmesi ve bunun hikâyesinin de yazılması gerekiyor. Bu noktada hikâyenin yazılması hatta mitolojinin oluşturulması gerekiyor. Mitoloji, hikâye ve masal; bütün bunlar kültürümüzü taşıyan ve besleyen unsurlardır. Eğer bir milletin anlatacak mitolojisi, masalı yoksa hiçbir şeyi yok demektir. Kendisini ortaya koyacağı çok varlığı yok demektir "ifadelerini kullandı. Nazım Akpınar