Samsun Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Daire Başkanı Mustafa Yurt'un açıklamasını günlerdir yayınlıyoruz..
Hani asfaltlarda aracımızla yolculuk yapmasak 'Bu müdür ne kadar haklı' diyeceğiz..
'Alt yapı kuruluşlarının üst yapıya zarar verdiği, yıllık zararlarının 10 milyon lirayı bulduğunu filan anlatıyor ya; Pelitköy Bulvarı'ndan aşağıya inip çıkarken, hep o sözleri kulağımda çınlıyor...
"Yılda 200 bin ton asfalt kullanıyoruz" sözleri..
Ben daha önce Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz'ı eleştiriyordum bu konuda ama 'adresim yanlışmış' aslında. Çünkü bu işlerin sorumlusu açıklamalarından da anlaşıldığı gibi Mustafa Yurt'muş..
Asfaltların 'harap olmasından' o yakınıyorsa, asfaltlar niye bu halde diye soran, araçlarının ön takımı kullanılmaz hale gelen biz Pelitköy sakinlerine de yanıtı verecek olan odur o zaman..
O zaman alalım yanıtlarını..
Belediyenin yıllık 10 milyon lira zararını bu kadar çok dile getirdiğine göre, şimdi bizim 'asfaltlar nedeniyle' çektiğimiz zararı nereden tahsil edeceğimizle ilgili de şöyle geniş bir açıklama yaparsa çok hoş olur...
Öyle ya; nalıncı keseri gibi hep bana hep bana, demek 'bir Devlet yetkilisine' yakışmaz..
Sonuçta hizmet halka için yapılır ki; Büyükşehir Belediyesi’nin sloganı da 'SİZİN İÇİN'dir..
O zaman biz de Büyükşehir Belediyesi'nin sorumluluk alanları içinde yer alan Pelitköy Bulvarı'nın tarlaya benzeyen yolundan 'şikayetçiyiz, mağduruz ve her yıl yüzlerce liramız, ön takım, lastik ve araçların yıpranması nedeniyle' heba oluyor..
Evet Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Daire Başkanı Mustafa Yurt; durum böyledir..
*Asfaltların ömrünü uzatmak için çalışma yaparken, acaba o, yılda 200 bin ton olarak açıkladığınız asfaltlardan bir kaç tonu da yaklaşık 7 bin kişinin yaşadığı bölgeye dökülemez mi?...
Bak ne güzel maliyet hesabı yapmışsınız.. Yılda 200 bin ton asfaltın ortalama maliyeti 30 milyon lira...
*O zaman rica etsek bir ince hesap daha yapsanız da, her gün kente gelip giden yüzlerce aracın 'belediyenizin sorumluluğunda olan berbat Pelitköy Bulvarı'nda gördüğü zararı da ortaya çıkarabilir misiniz acaba..
*Bir de halkın can ve mal güvenliğinden sorumlu olduğunuzu iddia ettiğiniz belediyenizden bu paraları nasıl tazmin edebileceğimiz hakkında yol gösterici olabilir misiniz. Ya da böyle bir hakkımız olup olmadığıyla ilgili de bir açıklamanız olabilir mi?..
Bu arada hatırlatalım. Bizim sizin gibi AYKOME'miz de yok..
Vatandaşın rahat etmesini ve can güvenliğini düşünmek zorundayız gibi klişe sözleri bir yana bırakıp, 'Vatandaşı gerçekten düşündüğünüzü göstermek istiyorsanız' o yolları bir elden geçirin önce..
O yollarda ne SASKİ çalıştı, ne YEDAŞ, ne Süper Online, ne de TELEKOM...
Pelitköy yolları bakımsızlıktan patladı, yarıldı, patates tarlası gibi oldu.. Arada bir yaptığınız yamalarla da 'yamalı bohçaya döndü'...
Davulun sesi masa başından güzel olabilir ama suçu diğer yatırımcı alt yapı kuruluşlarına atmakla 'Pelitköy Bulvarı'nı asfaltlayamazsınız..
İcraat gerekir... Kamyonlarla asfaltın dökülmesi, iş makinelerinin çalışmasıyla mümkündür.
'Hani vatandaş çile çekmesin diyorsunuz' ya, çektirmeyin o zaman..
Önce siz örnek olun, açıklamalarınızın altını doldurun, sonra diğer kuruluşlar sizi takip edecektir, bu kaçınılmaz..
Ve bunların hiçbiri de 'kuru lafla' olmuyor..