Türkiye'de enflasyon düşüyor gibi görünse de;
Gıda enflasyonu bir türlü gerilemiyor.
Giyim mağazalarındaki etiket oyunları da, enflasyonu körüklüyor ama dar gelirliyi en çok yoran marketlerde 'bitmek bilmeyen' zamlar.
Bir gün önce aldığın fiyata aynı ürünü bulamadığımız bir dönemden geçiyoruz.
Enflasyon düşüyor diye maaş zamları yapılsa da, özellikle zincir marketler 'sanki aynı noktadan zam talimatı veriyormuş' gibi sürekli etiket güncellemesi yapıyor.
Su, elektrik ve doğalgaz fiyatları ile harçlar, otoyol ücretleri, köprü geçişleri ile noter ücretlerindeki artışlar da 'söylenen ve hedeflenen' enflasyonun çok ama çok üzerinde elbette.
Ama asıl enflasyonla mücadelenin olması gereken yer 'zincir marketler'.
Yani gıda.
Tarlada 1 liradan limon satılıyor ama markete gelince kilosu 60 lira.
Domates tarlada 10 liradan alıcı bulamıyor ancak markette 48 lira etiket konuluyor.
Asgari ücretli daha maaşını cebine koyamadan Şubat ayında ilk zamlı maaşını alacak ama marketlerde zamlar çoktan geldi, geçti ve yeni zamlara hazırlıklar yapılıyor.
Artık marketlerde sadece etiket işine bakan elemanlar istihdam ediliyor.
Peki ne yapmalı.
Şahsi fikrim, market market tek tek mücadele edilmezse sonuç alınması imkansız.
Vatandaş fiyat karşılaştırması yaparken, bir kaç market gezmeye üşenmezken, devletin denetim yapması gereken belediye zatıbaları, Ticaret Müdürlüğü ekipleri de 'yerlerinden kalkıp sürekli denetim yapması gerekir'.
Aralıksız.
Hatta fahiş zam yapanlar da teşhir edilmeli.
Özellikle zincir marketlerde tek çözüm teşhir.
Bir markette etiket oyunu ya da sabahtan akşama zam yapıldığının tespit edilmesi halinde camına şöyle yazılabilir.
"Tüketicilerin dikkatine;
Bu markette fahiş rakamlarla zam yapıldığı tespit edilmiştir."
Böyle yazılabilse, hem vatandaş durumu daha net olarak görür, hem de 'zamcılarla, normal şekilde ürünü fiyatlandırılanlar arasında da' rekabette başlar.
Aksi halde yeni yılda da bu zamcı zihniyete dar gelirli vatandaş mahkum edilmiş olacak.
Hükümetin enflasyonla mücadeleye öncelikle kendi kurumlarının inanması gerekiyor.
Samsun Valiliği de bu konunun takipçisi olmalı.
Hatta bu konuda örnek il uygulaması getirilmeli.
Bu şekilde iller arasında 'denetim yarışı başlatılabilir'.
Tabii ki öncelikle;
İktidarın da yapması gerekenler var;
Mesela elektrik zamları, hedeflenen enflasyon oranından yüksek olmamalı.
Aynı şekilde doğalgaz fiyatları da.
Su ayrı bir konu.
O konuda belediyeler yetkili.
Örnek olarak Samsun için söylüyorum;
Büyükşehir Belediyesi ve SASKİ, her ay faturalara yapıştırılan TÜFE zammı uygulamasından vazgeçebilir.
Ayrıca su faturaları, elektrik faturalarını bile solladığından bir iyileştirme yapabilir.
Hükümet ayrıca harçlara, otoyollara, gecikme zamlarına yapılan zamları hedeflenen enflasyonun altında tutabilir.
Aksi takdirde enflasyonla mücadeleden sonuç almak çok ama çok zor gözüküyor.
Ama öncelikle marketlerin elini dar gelirlinin cebinden uzaklaştırmak gerekir.
Çünkü en büyük enflasyon 'gıdada yaşanıyor'.
Çözüm; hep birlikte mücadele ile mümkün.
Gerçek anlamda istenilirse de 'çözümü var'.
DENETİM VE TEŞHİR..