İnternette bir uygulama var.
ADI ARMUT…
Bir iş yaptıracaksan, tamirat, tadilat her türlü hizmet, yazıyorsun, yakın firmalar fiyat teklifleri gönderiyor.
Hoşuna gidenle irtibat kuruyorsun.
Hiç çaba harcamadan onlarca firmaya ulaşmak mümkün.
Reklam gibi oldu ama 'Armut böyle'.
Güzel bir hizmet, ben de faydalandım bir kez.
Ücretsiz.
Sloganı da;
Armut piş, ağzıma düş…
Türk Dil Kurumu'na göre anlamı da;
"Ben hiç emek vermeksizin her şey hazır olup ayağıma gelsin" anlayışında olanların bu durumlarını anlatmak için söylenir.
Siyasi partilerin 'yerel teşkilatlarının' şu an ki durumunu ne güzel anlatıyor değil mi?
Hani haksızlık yapmayalım, AK Parti'nin teşkilatları 'eski dönemlerdeki gibi olmasa da', yine diğerlerinden bayağı hareketli.
En azından teşkilatlanma yapısı nedeniyle, köy - mahalle temsilcileri ile siyaseti istediği an her noktaya taşıyabiliyor.
Ama nerede o eski saha çalışmaları der miyiz; çok rahatlıkla diyebiliriz.
AK Parti de alıştı merkez siyasetine.
CHP, yıllardır merkez siyaseti ile götürdü, seçim çalışmalarını.
Seçimin son günlerinde 'vatandaşın halini sormaya gittiklerinde de', seçim var ya ondan geldiler, sözlerinin muhatabı oldular.
Şimdilerde 17 ilçede bir hareketlilik başlatıyorlar.
80 günde 200 bin haneye ulaşacaklar.
Doğru hamle.
Oturduk hesapladık, 200 bin hanede ortalama aile başına dört kişi olsa, yaklaşık 1 milyon kişi.
Köy ortamlarını düşününce fazlası olur azı olmaz.
İyi rakam.
Peki İYİ Parti ne yapıyor?.
DEVA,
GELECEK,
DP,
Saadet Partisi'ne bir şey demiyorum.
Onların ev ev çalışmaları her daim vardır.
AK Parti'nin 'Bir zamanlar ne çalışırlardı' benzetmesinin 'orijini' onlara aittir.
Milli görüş geleneği.
MHP zaten bildiğiniz gibi.
Rutin ilçe ziyaretlerinin dışında hummalı bir çalışma seçimin hemen öncesine kadar geleneği değil.
Yani siyasi partilerin hemen hepsi, 'armut uygulaması' modunda şu ana kadar.
Genel başkanlar arı gibi, il il dolaşıyor, yereldeki siyasi partilerin il, ilçe, gençlik, kadın kolları koltuklarından kalkıp, yandaki mahalleye gitmiyor.
Genel Başkanları 'bir vaat veriyor', aynı gün onlar da benzeri açıklama yapıyor.
Hepsi değil ama.
Ona bile gayret göstermeyenler var.
'Genel Başkan söyledi ya' diye düşünüyor sanırım.
Bir bakıma 'Liderler pişiriyor, onlar da ağzımıza düşsün diye' bekliyor.
Kımıldamakta zorlanan bir yerel siyaset var şu an için.
Elbette Samsun için söylüyorum.
Seçim takvimi açıklandığı zaman sahalar dolar, onu biliyoruz da; işte o zaman 'Bugüne kadar neredeydiniz' sözlerini de hak etmiyorlar mı?.
Düşünüyorum da; genel merkezlerden habersiz yapılan anketlerde, aday yoklaması yapılsa, kim, ben nasıl çıkmadım mı diye sorabilir ki.
Ben gazeteciyim, aday adayı olabilecek bir kaç isim sayabilirim en fazla.
Daha önceki yıllarda her siyasi parti için 30 isimi aralıksız sayabilirdim.
Şimdi 'isim yok ortada'..
Ha bu bir taktik de olabilir.
Sahaya kimse çıkmasın diye, yerel siyasiler saman altından kendi alt yapılarını hazırlıyor olabilir.
Su bulanmasın isteyebilirler elbette.
İyi ama bu partisi için çalışmak olmaz ki…
Ne kadar çok aday adayı o kadar çok kişiye ulaşmak, partisinin seçim vaatlerini anlatmak demektir.
AK Parti bunu son seçime kadar çok iyi başardı.
Ancak bu seçim öncesi, ilginçtir, AK Parti de diğerlerine benziyor.
Yani durum şu!
"Oh ne iyi, armut piş ağzıma düş, elini oynatma hiç".
İşte size Samsun siyasetinin fotoğrafı..
YEREL SİYASETÇİLERİN 'ARMUT UYGULAMASI'
Samsun'da partilerin yerel yöneticileri, 'Armut piş ağzıma düş' şeklinde bir siyaseti sürdürüyor. Genel merkez politikasına yerelde katkı veren neredeyse yok gibi.
AK Parti İl Başkanı Av. Ersan Aksu
CHP İl Başkanı Fatih Türkel
İYİ Parti İl Başkanı Hasan Aksoy
MHP İl Başkanı Abdullah Karapıçak
DEVA İl Başkanı Av. Kebire Birer Türk
Gelecek Partisi İl Başkanı Mustafa Yeşilyurt
SP İl Başkanı Salih Şen
DP İl Başkanı Mustafa Yaman