Erzurum'da ilginç bir dava görülüyor..
Davada mağdur olan tarafın talebi kısaca 'Ayılar terörist sayılsın. Devlet sorumluluğunu yerine getirsin'..
Davanın konusu ilginç.. O nedenle biraz anlatmak gerekir..
Olay Erzurum'un İspir İlçesi'nde yaşanıyor... Ve olayın davaya taşınması da 'hukuk tartışmasına dönüştü'...
Dava konusu şöyle;
Bayram ziyareti için akrabalarının yaşadığı Yeşilyurt köyüne giden Halk Eğitim Müdürü Ömer Yılmaz, bir ayının saldırısına uğramış, köylülerin müdahalesine rağmen kurtarılamamıştı.
Ayı tarafından öldürülen Ömer Yılmaz'ın ailesi, İçişleri Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığına tazminat davası açtı. Aile ayının terörist sayılmasını talep etti. Yılmaz'ın ailesi Çevre ve Şehircilik ile İçişleri Bakanlığı'na açtığı davada 253 bin lira tazminat talep etti.
Davada mağdur tarafın avukatı Sadullah Kara, devletin PKK'lılarca öldürülen ailelere tazminat ödediğini anımsatarak, "PKK bir köyde, bir insan öldürdüğü zaman bu insana devletimiz tazminat ödüyor. Mahkemeler, sosyal devlet ilkesi gereği ‘riskin paylaşılması gerekir’ demişti. Bu da buna bir benzerdir" dedi.
Bakanlık adına savunmasını mahkemeye sunan Avukat Filiz Kars ise “Doğada vahşi hayvanların verdiği zarardan kimse sorumlu tutulamaz” diye davaya itiraz etti.
Ailenin avukatı ise savında iddialı; Vahşi hayvanlarla insanların yaşam alanlarının iç içe geçmesinde devletin sorumluluğu olduğunu savunarak “Bu insanlar ayıların inine gidip de burada ölmüş insanlar değil. Yerleşim yerlerinde evlerinde bahçelerinde gelmiş ayılar insanları parçalamışlardır”..
Avukatların mahkemedeki savunmalarının ardından duruşma ertelendi ve nasıl bir sonuç çıkacak bilmiyoruz ama 'insan yaşamının içine balıklama giren ayılar, önemli'..
Bu ayılara nasıl önlem alınacak, vahşi hayatın bir parçası olan bu ayılardan nasıl kurtulunacak ayrı bir konu.. Çünkü ayının bakış açısı, canlı her şeye saldırmak. İnsanın yaşam alanı umurunda değil. Gördüğüne, duyduğuna, hareket eden her şeye saldırıyor. Hele bir de açsa, saldırı kaçınılmaz.. Ve sonuç, Ömer Yılmaz ayının ininde değil, kendi evinin bahçesinde 'parçalanarak öldürülüyor'..
Ayı ayılığını yapacak. Çünkü doğasında var sonuçta..
Bu haberi okurken, ilginç buldum..
Çeşitli meslek gruplarının içine 'yani alanına' giren alakasız kişileri ve bunlarla ilgili çıkan onlarca haberi düşündüm..
Sahte doktorlar, sahte eczacılar, sahte imamlar, polisler veya 'gazetecilik adı altında' mesleğin alanına bir şekilde girenler..
Ayı pençesiyle, dişleriyle parçalıyor, insanların yaşam alanlarına giren alakasız, ehil olmayan, kötü niyetli kişiler de 'insan hayatına sorumsuzca müdahil oluyor'..
Sahte doktor, eczacı maazallah insanı hayatından eder.. Sahte hoca, dinden çıkartır.. Sahte polis vs daha çok dolandırıcılık işinde ortaya çıkıyor..
Sonuçta devlet 'ayılara belki bir şey yapamıyor ama', 'insanların yaşam alanlarına sahtecilikle giren' bu kişileri yakalıyor cezaevine atıyor.. Sözde gazetecilere de 'yalan haber ve iftira nedeniyle' dava açılıyor, hapis cezası ve tazminat 'geçte olsa' çıkıyor..
Hadi ayılara bir şekilde 'kapan kurar, tel örgü ile güçlendirme yapıp' önlem alıp, yaşam alanına sokmazsın da, 'içimizde gezen o tiplere 'tedbir' nasıl alacaksınız o önemli'..
Bu arada;
Ayı davasının sonucu ne olacak 'merakla bekliyorum'.