Zaten işte bir tuhaflık var.
Bir şirket ihale aldığı belediyeye 2 milyon liralık bir makam aracı bağışında bulunursa;
Anlamı farklı olur. Farklı algılanır.
'İş yağlıydı, o nedenle ben de size bir kıyak yapayım'.
Başka ne olabilirdi ki.
Belediye Başkanı Necaattin Demirtaş, "İhaleyi alırsan, bir makam aracı bağışlayacaksın' dememiştir elbette.
Bu hem yasal olmaz.
Hem de etik hiç olmaz.
Al gülüm ver gülüm işlerde olur böyle şeyler.
İlkadım Belediyesi’ne temizlik hizmeti veren şirketin, başkanlık makamı için hediye ettiği 2 milyon TL değerindeki makam aracının belediyece bağış alınmasının bana göre meciste gündeme bile gelmemesi gerekirdi.
Başkan Demirtaş'ı anlayabiliyorum.
Belediyenin ekonomisine katkı olsun diye "Bağışı kabul edelim. Satalım arabayı, belediyeye gelir elde edelim" diye teklifi getirmiştir ama 'şık olur mu?'.
Olmaz tabi ki.
Olmamış da.
Hele ki ihale alan bir şirketten.
Aslında Başkan Demirtaş, hiç düşünmeden ret etmeliydi, duymamış olayım’ diyerek elinin tersiyle itmeliydi.
'Benden önce alanlar oldu, başka belediyeler de aldı' gibi bir savunması olabilir.
Ama o da yanlıştı, bunu kabul etmek gerekir.
Kaldı ki, böyle olaylar her zaman yadırganmış ve eleştiri konusu olmuştur.
İşin gözden kaçan bir başka tarafı ise aslında daha önemli.
Belediye meclisine gelen Mercedes E 200 D marka 2021 model taşıtın şartsız bağış maddesi, oylamaya sunulduğunda acaba, İlkadım Belediyesi 'nasıl bir sonuç bekliyordu ki'?.
Kabul edileceğini bekliyor muydu acaba?.
Peki ret edileceğini bile bile gündeme getirmesi ne kadar doğru?.
Millet İttifakı’nda yer alan CHP’li üyeler de ret etti;
MHP Grubu ve AK Parti Grubu da.
Olması gerekeni yaptılar aslında.
İYİ Parti'li 9 üyenin kabul oyu vermesi bir şeyi değiştirdi mi?.
Değiştirmedi.
İYİ Parti Grubu: “Bu bağışla ilgili endişelere katılıyorum” sözlerine rağmen, nasıl oldu da bu konu İlkadım Belediye Meclisi'ne geldi, onu anlamakta zorlanıyorum.
CHP'li üyelerin, MHP ve AK Parti grubunun üyelerinin nabzı daha önce bu konuda tutulmadı mı?.
Nasıl bir öngörü ki; ret edileceği biline biline, bu konu İlkadım Belediye Başkanı Necattin Demirtaş tarafından meclis gündemine getiriliyor.
Bu araba bağış konusuyla ilgili bir çıkar söz konusu olsa ne yazar olmasa ne yazar'.
Her şeyden önce etik değil.
'Şirkete borçlarını ötelemeden ödedikleri için' şirket yetkilileri jest yapsalar da, 'sinek küçük ama mide bulandırır' hiç düşünmediler mi?..
Bunu görememek, bile bile 'siyaset arenasında böyle bir konuyla gündeme gelmek' açık söylemek isterim ki; çok akıllıca değil.
2 milyon değerinde lüks bir aracın bağışlanması, meclis üyeleri tarafından olumlu karşılansa, kabul edilse asıl ortalık karışırdı.
İnanın siyasi sonuçları, bedelleri çıkardı.
Genel merkez fatura keserdi.
Hem CHP için, hem de AK Parti ve MHP için.
Hatta bu konuda İYİ Parti'nin Genel Merkezi bile karışır, daha da ileriye gideyim; Meral Akşener bile konu altında ezilirdi.
Türkiye gündeminde eleştiri konusu olurlardı.
Samsun’un İlkadım Belediyesi ‘parmakla gösterildi’.
Çift maaşların, 3'lü maaşların konuşulduğu bu dönemde, belediyeye iş yapan, ihale alan şirketin 2 milyon liralık bir aracı bağışlaması, belediyenin ve meclisin kabul etmesi ‘flaş haber olurdu’.
Bu taraftan bakınca ne kadar normal olabilir ki?.
O kadar çok mu kazanmış şirket diye sormazlar mıydı?...
Bol bol dağıtacak kadar parası varsa, '2 milyon liralık kumanya alsın, temizlik işçilerine dağıtsın'. Demezler miydi?.
Böyle bir şey yapsa, kimse karşı çıkar mıydı?.
Çıkmazdı elbette.
Başkan Demirtaş, o aracın parasını işçine dağıt’ dese, ‘alkış almaz mıydı’?.
Kaldı ki; kamuoyunca bu tür makam araçlarına karşı bir antipati var.
Bence büyük hata yapıldı.
Hem Başkan Demirtaş böyle bir konuyla, gündeme gelmemeliydi,
Hem de "Alalım, satalım, hizmette kullanalım' gibi açıklama yerine 'Böyle bir teklif var, ret ettik, bilginize demeliydi.
Örnek bir tavır sergilemeliydi.
Çünkü “2 milyonluk makam aracını kabul etmenin izahı verilemez. Halk bunu farklı görür ve haklı olarak kabul edilmesini de yadırgar".
Demirtaş her ne kadar, "Araba benim hiç umurumda değil. Bağışı kabul etmemek bana çok ters geliyor. Bağışı kabul edelim, Satalım arabayı belediyeye gelir elde edelim" dese de, bence yanlışta ısrar etmekten öteye gitmez/gitmemiş.
Demirtaş'ın bilerek, isteyerek kimsenin malına göz dikmeyeceğine' katılırım.
Hatta, rant peşinde koşmayacağını da söyleyebilirim.
Zaten kendisi de '2 milyon liralık araç bağışını meclise getirerek' açık davranmış. Bu konuda sözüm yok.
Ancak söylediğim gibi; bile bile lades olmuş.
Israr etmesi ve İYİ Partili meclis üyelerinin kabul oyu vermesi de, “hatalı bir hamleye dönüşmüş’.
Yazık, gerçekten çok yazık.
O teklifin retten başka şansı yoktur.
Olamaz da.
Neden böyle bir konuyla gündeme geliyorsunuz; hiç anlamıyorum.
Sonuçta, bağış talebine 32 meclis üyesinden 23’ünün ret oyu vermesi de bunu gösteriyor.
İYİ Partili meclis üyelerinin 'kabul oyu vermesinin, Demirtaş'ın teklifi meclise getirmesi kadar' büyük hata olduğunu düşünürsek;.
Bana göre açık ve net ‘basiretleri bağlanmış adeta’..
Önceden diğer siyasi partilerin meclis üyeleriyle 'istişare etmemek' ise çok ilginç ve düşündürücü.
Bu arada;
AK Parti Grubunun 'Şirket makam aracı bağışı yapacaklarına, parasını belediyeye bağışlasınlar sözü de' bir o kadar yanlış ve hatalı.
Bağış belediye ile işi olanlardan, hele hele ihale alanlardan alınmaz/alınmamalı.
Çünkü o zaman arkasından 'ahbap-çavuş ilişkileri', al gülüm ver gülüm işler çıkar ki;
Şirket açısından bile sakıncalı olur, “Bağışı verdi ihaleyi kaptı’ gibi söylentilere neden olabilir.
Kısacası ret çok yerinde bir karar.
Şirket açısından da, belediye açısından da, meclis yönünden de.
İyi olmuş, hayırlı olmuş.
Herkes açısından..
Başkan Demirtaş
DEMİRTAŞ'A BAĞIŞ MAKAM ARABASINI MECLİS RED ETTİ
İYİ Parti 'Evet' dedi