Dün gazetemizin manşet haberiydi;
'Samsun karnesi Özel'in masasında' başlığıyla..
CHP'den 4 kişilik bir heyet görevlendirilmiş ve Samsun'a gelerek ilçe başkanı ve örgütleri ile 'çok detaylı bir görüşme yapmışlar.'
Bazı STK'larla da görüştükleri ve bir anketör gibi görüşme tutanakları hazırladıkları ve bunu Genel Merkez'e ilettiklerini belirtiyorlar.
Bu o zaman basına sızmadı ama sonrasında bir şekilde haberimiz oldu.
Heyetin başında CHP Bursa eski Milletvekili Ceyhun İrgil yer aldı.
Ve yaklaşık 10 gün kadar Samsun'da kaldıkları da öne sürüldü.
Kimlerle görüştüklerini öğrendiğim kadarıyla yazdım ancak;
Samsun 31 Mart seçimlerinin başarısızlığı ve sonrasında CHP'nin her geçen gün Samsun'da ivme kaybetmesiyle ilgili nasıl bilgiler aldılar bilemiyorum.
Doğrusu tebrik etmek lazım, bayağı sessiz ve su sızmayan bir çalışma yapmışlar.
Peki sonuç almış olabilirler mi?
Türkiye'nin hemen her yerinde oy artışı yaşayan CHP'nin Samsun'da çıkış yaşayamaması;
Ve zaten kendilerinde olan Atakum Belediyesi'nden başka bir yeri kazanamamış olmalarının yanıtını bulabildiler mi acaba?
Mesela İlkadım Belediyesi nasıl kaybedildi, 'yanıtını buldular mı?'
İl ve ilçe örgütlerine sormayla, 'yani bizzat seçimi kaybedenlerle bu konuyu görüşmenin ne faydası oldu ki?'
Merak ediyorum mazeret dinlemekten sıkılmadılar mı?
İlçe yönetimi muhtemelen İl Başkanı Mehmet Özdağ'ı kusurlu çıkarmışlardır diye düşünüyorum ama;
Bana göre bu seçimde istenilen başarının sağlanamamasında en masum 3 kişiden biridir Mehmet Özdağ.
Milletvekili Murat Çan ve Samsun Büyükşehir Belediye Başkan adayı Cevat Öncü de diğer iki isim.
Başkan Özdağ, gezmedik ilçe bırakmadığı gibi, daha iyi adaylarla sahaya çıkabilmek için verdiği mücadeleye de zaman zaman şahit oldum.
Kazanamayacağını bildiği adaylarla yola çıkmak zorunda kaldığına da.
CHP'de ahbap çavuş ilişkileri, gruplaşmalar ve eskilerle, aktif örgütçülerin yarışları nedeniyle 'ön seçim zaten' olmaması gereken bir aday belirleme şekliydi.
Daha önceki yıllarda milletvekili adaylığı ön seçimlerini de görmüştük.
Çantalar, hediyeler havada uçtu, köşe başlarında beklendi, araçlarla dağıtıldı ve sonuçta ilk sıraları kimler aldı?
O vekillerin Samsun'a ne katkısı oldu?
CHP'de maalesef ön seçim sonuçları 'aslanı kediye boğduran' sonuçlar doğurabiliyor.
İlkadım'da farklı bir aday çıksa seçim farklı olabilirdi.
Atakum'da seçim kazanıldığı için çok konuşulmuyor ama 'ön seçim olmasaydı, liyakat açısından farklı bir isim' aday olabilirdi.
Seçim muhtemelen yine kazanılırdı ama 'seçim sonrası bu yaşananlar yaşanır mıydı' önemli bir soru işareti.
Yani merak ettiğim, CHP'nin yaptığı anketör gibi incelemede acaba, seçimde istenilen başarının kazanılamamasında 'kusur nerede ve kimlerde çıktı acaba?'
CHP Milletvekili Murat Çan, her yere yetişmeye kalktı, bunu da gördüğümü söyleyebilirim.
Ama PM üyesi, seçim çalışmalarında neredeydi, garanti sonuç gibi görülen Atakum'dan ne kadar dışarıya çıktı acaba.
Kırsal çalışmaları yaptı mı?
Yerel basında ne kadar yer aldı?
CHP Bursa eski Milletvekili Ceyhun İrgil ve heyetin Samsun'da yaptığı çalışmalar bana göre bir yönüyle çok eksik kaldı.
Çünkü en azından son gün basına da uğramalıydılar ve onların da görüşleri alınmalıydı.
Seçim sonrası gazetelerde haber ve köşe yazılarıyla bu konular çok değerlendirildi.
Yerel basın, yayın yaptığı kentin ‘vicdanı ve sesidir.'
İlkadım'da seçim kaybedildi, neden kazanacaklarına inanmadılar, meclis üyeleri neden daha fazla oy aldı, diğer ilçelerde CHP adayları nasıl yalnız bırakıldı, kimler tarafından yeterli destek verilmedi; bir bir anlatırdı basın mensupları.
Hatta seçim sonrası Samsun'da CHP'nin her geçen gün eridiğini özellikle Atakum Belediyesi'nin çok kötü bir örnek olmaya devam ettiğini, en azından belediyenin taksitle maaş alan işçileriyle de bir anket yapılmasını, tutanakların doldurulmasını önerirdim.
Eksik kalmış, hem de çok eksik kalmış.
Seçimi kaybedenlerin kendileriyle yapılan bir anketör çalışması, mazeretlerden öteye gidemez, gitmemiştir de.
Yine ahbap çavuş ilişkileriyle birilerinin ipi çekilsin diye, kişisel menfaatlerin ön plana çıkma ihtimali çok yüksek diye düşünüyorum.
Belediyedeki kadrolaşmaların, meclis üyelerinin, belediyede üst düzey görevde bulunanların, il ve ilçe yönetimlerinde bazı isimlerin yakınlarının belediyede nasıl iş sahibi olduğunu 'kimse söylemiş midir?'
Var mı tutanaklarda.
CHP belediyeciliğinin Samsun'da dip yaptığını Milletvekili İrgil'in tutanaklarına girmiş midir?
CHP Büyükşehir Adayı Cevat Öncü'nün 31 Mart seçiminden sonra, bir gün dahi sahadan inmediğini ve çalışmalarını sürdürdüğüyle ilgili not var mı?
Tahminimi söyleyeyim.
CHP İl Başkanı Mehmet Özdağ, hedefe oturtulmuştur.
Hatta TBMM'de Samsun'un haklarını aramak için söz almada 17. sırada olan Milletvekili Murat Çan aleyhine bile bir gruplaşma var olabilir.
Samsun'da hiç varlığı hissedilmeyen, sahada görülmeyen, işçiler maaşını alamazken bile sesi çıkmayan PM Üyesinin 'etkisi, etkisizliği' gündeme bile gelmemiş olabilir.
O nedenle;
Milletvekili Ceyhun İrgil'e bir kaç not vermek isterim;
Samsun'da CHP örgütleri, belli gruplaşmalar içinde olduğundan belediye başkan adayı ya da milletvekili adayı belirlemek için ön seçim için uygun bir yer değildir.
Hatta hiç uygun değil, kesinlikle yapılmamalı.
Yanıltıcı sonuçlar ortaya çıkması büyük bir ihtimal.
Kaldı ki; üyelerle yapılan geçmişteki bir milletvekili adaylığı ön seçiminde, binlerce çanta dağıtıldığı ve hediye verenlerin ilk sıralarda olduğu gerçeği ortada dururken.
Bir ilde somut veriler almak istiyorsanız;
Adres o bölgenin yerel basınıdır.
Taraflı ya da tarafsız da olsa, sonuçta hepsini gezerek ortak bir sonuca ulaşmak, İrgil ve ekibi için zor olmasa gerek.
Ama kesinlikle parti içindeki çalışmadan, tutanaktan daha reel sonuç vereceği kesin.
Bence eksik olmuş.
Çıkan sonuçların ne olduğunu bilmeme rağmen, şahsi fikrim çok sağlıklı olduğunu sanmıyorum.
Her ne kadar sizler bu işi gizli götürmüş olsanız da;
İlk ilçe örgütü ile temasınız sonrası, sistem kendini, iç dinamiklerle inşa etmeye başlamıştır.
4 değil 14 kişi Samsun'a gelseniz, basına uğramadan 'geçtiyseniz';
Doğru sonuçları da teğet geçmişsiniz demektir.
Şahsi fikrim; seçim ve sonrası için ikinci bir tur yapıp, basın ile yüz yüze bir görüşme yapmanız yerinde olur.
10 güne gerek yok, bir gün yeter.
Sayın İlgir'i naçizane önerim.
Bu konu “körler sağırlar birbirinini ağırlar” ın ötesi gitmez, gitmemiştir…!?