Geçtiğimiz Cuma günü, 6'lı masada yaşanan kriz sonrası; hemen her siyasi partiden ve kişilerden benzer sözü duydum.
İYİ Parti: Masadan kalkmadık, dışlandık, BİZE YARAR.
CHP: Vefasızlık yaptılar, BİZE YARAR.
DEVA, GELECEK, SP VE DP: Mağduriyet oldu, BİZE YARAR,
AK PARTİ: Dağılır, yapamazlar demiştik oldu, BİZE YARAR,
HDP: Bizi yok görüyorlardı, 'BİZE YARAR'
Ve son kriz ile gündemde adından sık söz edilenlerden;
Muharrem İnce: Yapamayacaklarını ben söyledim, BİZE YARAR
Ümit Özdağ: Dağılacakları belliydi, BİZE YARAR
Hüseyin Baş: Beni aday yapsınlar, kazanalım, BİZE YARAR..
Ersan Şen: Ben Cumhubaşkanı adayıyım, 'BİZE YARAR'.
Cuma gününden bu yana durum böyle.
Hatta;
Ben ilk kez makam aracının camından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın habercinin uzattığı mikrofona konuştuğunu da gördüm;
Canlı yayında Ersan Şen'in, Meral Akşener'in 'kendisine adaylık teklifi yaptığına’ da Şen'in açıklamalarıyla şahit oldum.
Yani bu süreç öyle böyle bir süreç değil.
Şoklar döneminden geçiyoruz.
İYİ Partili Prof. Ünvanlı Ankara Milletvekilinin istifa ettikten 3 saat sonra istifasını geri çektiğini de hep birlikte şaşkınlıkla izledik.
Kaldı ki, Samsun Milletvekili ve İYİ Parti Grup Başkanvekili Erhan Usta'nın bile "6'lı masadan kalkmadık" diyerek kapının açık olduğu sözlerini de canlı yayında duyduk.
Akşener'in erken tepki gösterdiği, en azından Pazartesi'ye kadar beklemesi gerektiği ve o kadar köşeli sözler söylemesinin hata olduğunu da, 24 saat içinde önce kendileri öğrenmiş oldu.
Tabanı MHP'li ve CHP'li küskünlerden oluşan, Kılıçdaroğlu'nun yönetimini beğenmeyenlerin adresi olan İYİ Parti'nin tabanında kimler kaldı, oranı nedir kestirmek zor.
Ama B Planı bile olmadan bu kadar sert çıkışın adının 'siyaset olamayacağı' belli.
Millet İttifakı'nın hepsi açısından söylüyorum; Krizi yönetemediler, bu bir gerçek.
Ve Millet İttifakı önemli bir yara aldığı gibi, 'Hükümet olsalardı, bunlar krizden kurtulamazdı' iddialarını da sanki doğrulayacak bir yanlışa imza attılar.
Bu konuda sadece Akşener değil, adaylıkta ısrar yerine, tamamen bağımsız şirketlere anket yaptırma önerisini kabul etmeyen 6'lı masanın 5'lisi de var.
Zaten bilinen bir gerçek var ve Millet İttifakı'nın uyanamadığı bir konu var ki; Ben bu konuda daha önce 'adını kendi biliyor' uyarımı yaptım.
AK Partili anketör firma sahiplerinin Millet İttifakı içinde olduğunu ve onların verdiği sonuçlara göre sahadan haberdar olduklarını dikkatli olmaları gerektiğini de söyledim.
Ben bir gazeteci olarak 'kim fikrimi sorarsa, siyasi parti gözetmeksizin, taraf mantığıyla değil, akılla bu konuda fikrimi söylerim/ söyledim de’.
Şimdi gelinen noktada bu anketlerden etkilenildiğini tahmin ediyorum.
Bu hem İYİ Parti için geçerli, hem de CHP ve diğer Millet İttifakı bileşen siyasi partileri için de böyle.
Şimdi gelinen noktada, bugün o masa 5'li mi toplanacak, 6'lı mı önemli.
Kriz bu haliyle devam ederse, İYİ Parti kazanacak aday ararken, Ersan Şen'e adaylık teklifi götürmüşse, akla gelen soru şudur.
Meral Akşener çok yalnızmış.
Çevresinde kimse yokmuş.
Cam fanus içinde tutulmuş, söylenenlere inanmış, inanması gereken anketler önüne konulmuş ve bir yanlışa sürüklenmiştir.
Aynı şey CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu için de geçerli.
O da tarafsızlığına inandıkları bağımsız şirketlere çapraz sorularla bir ya da daha fazla anket yaptırılmasına izin verebilir dayatma yapmayabilirdi.
Masayı yıkmadan, hedefe ulaşmak için önlerinde bulunan handikapları nasıl aşabiliriz onun yoluna bakabilirdi.
Ama gelinen durumda;
Herkes 'bize yarar’, diyor.
Her siyasi parti 'Bize yarar' diyor.
Böyle bir şey mümkün mü?.
Asla olamaz.
Birine yarayan, diğerlerinin hiç birine yaramaz.
Hatta bir çoğu siyasi çöplüğe gider.
Esameleri okunmaz.
Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu, Temel Karamollaoğlu veya Gültekin Uysal'a yarar mı?
Şu ana kadar yaradı zaten.
6'lı masa olmasa bu kadar gündeme gelmeleri bile mümkün değildi.
Aynı şekilde Muharrem İnce ve Ümit Özdağ'ın da krizlerle daha çok gündemde yer aldıkları gerçek.
Mesela İnce'nin twitterda adaylık anketlerinde bu kadar çok oranlara sahip olmasını da troller hamlesi olarak değerlendirenler bir hayli çok.
Ben de katılıyorum.
Dün yeni yapılmış ve sonuçlarını güvenilir bulduğum bir şirketin anketinde gördüm; yüz yüze yapılmış bir çalışma, asla ve asla o oranların yanından bile geçmiyor.
Oran vermeyeyim ama;
Erdoğan, Kılıçdaroğlu, Akşener ile Yavaş ve İmamoğlu var sahada isim olarak.
Diğer yüzdelik dilimler önemsiz.
Yani gerçekler başka, 'Bize yarar' diye herkesin bu kriz ortamından 'kendine pay çıkarması başka'.
Sonuçta; 6'lı masa krizinin sonuçları sadece tek bir siyasi partiye ya da isme yarayacak.
Ona da seçmen karar verecek.
Ancak herkesin böyle 'hayal kurması', gerçek olmayan şeylere inanması 'inanılmaz'.
Bunun en basit örneğini de geçtiğimiz 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde Samsun tecrübe ederek yaşadı.
Bağımsız Erhan Usta ile İYİ Parti'den Millet İttifakı'nın adayı olarak Hayati Tekin, Cumhur İttifakı'nın tek adayı olan Mustafa Demir'le yarıştı.
Mustafa Demir, Samsun'da AK Parti'nin o dönem alabileceği en düşük oy olan yüzde 47 almasına rağmen Büyükşehir Belediye Başkanı seçildi.
Karşısında tek aday olsa 'ne olurdu' sorusunun yanıtı ne yazık ki şimdi anlamsız.
Suçlu aramakta bir şey kazandırmaz.
Tartışmaya da gerek yok, çünkü herkes kendi bakış açısıyla değerlendiriyor.
Ancak ders alınması gereken önemli bir siyasi 'hamledir'.
Sonuçları ortadadır.
Ama 'Bize yarar' diyenler kaybetti, hesapları tutmadı.
AK Parti'ye yazar diyenler haklı çıktı;
'Mustafa Demir' koltuğa oturdu.
Yazı bu kadar.
Anlayabilenlere..
SADECE BİRİNE YARAYACAK
Cumhurbaşkanı
Erdoğan
Kemal Kılıçdaroğlu
Meral Akşener
5'li masa
SAMSUN BU FİLMİ DAHA ÖNCE GÖRDÜ
31 Mart 2019 yerel seçimlerinde karşısında iki aday olan Mustafa Demir, AK Parti'nin oy oranının çok altında yüzde 47 ile başkan seçildi.
Mustafa Demir
Erhan Usta
Hayati Tekin