Gündem yoğun olduğu için, aynı gün yazamadım, Atatürk Spor Salonu'nda yaşanan 'kovalı, havlulu çatıdan akan suyu önlemi rezaletini'..
Kamuoyunun gözünün önünde yaşandı bu olay..
Yaygın basında ve görüntülü medya da yer aldı mı bilmiyorum... Ama neresinden bakarsanız bakın 'Spor kenti Samsun'da yaşanmaması gereken bir olay ve rezaletin son perdesi gibi'..
Samsun Gençlik ve Spor Müdürü Ömer Altunsoy'u eleştirmek için yazmıyorum bu yazıyı. Samsun'un kamuoyu düştüğü durumu anlatmak istiyorum. Altunsoy'un kendisinin de bir öz eleştiri yapması gerektiğini düşünüyorum..
Çünkü 'Spor kenti Samsun için o kadar çalışma yap, o kadar aktivite ortaya çıkar' ama 'uzay çatı' gibi görkemli sözlerle hizmete sokulan spor salonu 'su alsın'..
Yerlere havlu konulsun. Sonra olmadı, kovalarla su boşalt..
Hiç yakıştı mı..
Sanki köy okulunun salonunda 'bakımsız bir binada' müsabakalar yapılıyor da, Müdür Altunsoy, "Bu sorunlar her zaman olabiliyor" diyor..
Oysa Atatürk Spor Salonu, yepyeni bir yapı..
Madem çatısı su alıyordu, neden teslim aldınız binayı. Salonla ilgili kontrolörler kimlerdi. Bu konuda bir soruşturma açıldı mı?..
Ben açıkçası Samsun Gençlik ve Spor Müdürü Ömer Altunsoy'dan şu açıklamayı duymak isterdim; "Böyle sorunlar olmamalı. Yepyeni bir bina çatısı akmamalı. Kontrolleri yapılmış olmalı. Bununla ilgili soruşturmayı başlatıyorum'..
Ama öyle olmuyor. Söylenen sözler "Salonun su almasının sanki yaşanabilecek normal bir olaymış gibi gösterilmeye çalışılıyor".
'Bu tip sorunlar olabilir' diyebilecek son kişi olması gereken Müdür Altunsoy, ne yazık ki bu sözü "Çatının aktığını protokol sırasında şaşkınlıkla izlerken söylüyor"..
Samsun kamuoyu, vatandaşın cebinden çıkan vergilerle yapılan bu salonun 'kim tarafından yapıldığını, neden kontrol edilmediğini, neden bu haliyle teslim alındığını ve soruşturma açılıp açılmadığını merak ediyor'..
Aslında, çatıdan zemine düşen suyun, bir sporcunun kayarak bir yerini sakatlaması halinde 'kimden hesap sorulacak' o da ayrı bir konu..
Müsabakalar devam etsin diye kovalarla boşaltılan su, çatıya kovanın bağlanmasıyla suyun tutulması, "ise görsellik açısından" tam bir fiyasko..
Ne hikmetse ders almıyoruz ve çabuk unutuyoruz..
Kar prensesi Milli kayakçı Aslı Nemutlu, Erzurum’da antrenman yaptığı sırada düşerek boynunu 'nasıl kırdı' unuttuk galiba..
Antreman sırasında pistin kenarında koruyucu ağların olmaması ve tahta korkulukların 'ihmal denilen' ölümü nasıl getirdiğini de unuttuk..
'Bu tip sorunlar olabilir belki' ama işte bakın Aslı Nemutlu'yu geri getirmiyor.. Ve ne yazık ki; ders alamıyoruz..
O gün o salonda sporcuları belki de Allah korudu bir kaza olmadı ama bakın Samsun'da dünkü amatör futbol müsabakalarında 'Allah'a emanet görüntüler yine gündemdeydi..
Yer: Atakum Belediyesi tesisleri
Birinci amatör maçları oynanıyor. SHÇEK - Fatih Reşadiyespor karşılaşmaları var..
Hava buz gibi. Suni çim olan zemin ıslak ve kaygan...
Ve sahanın kenarında ne yok biliyor musunuz.. Ambulans yok..
Bitmedi. Bir şey daha yok.. Son zamanlarda amatörde olaylı maçların yaşanmasına rağmen polis yok..
Ki; SHÇEK'in rakibi Fatihspor'un daha önceki maçında da olay çıkmıştı ve olayları polis önlemişti...
Neyse ki; kuralları uygulayan bir hakem var sahada.. Ersan Kip..
Bakıyor polis yok, ambulans yok, maçı başlatmıyor..
Spor kenti Samsun'da inanılmaz ama bunlar yaşanıyor. Maç saati 14.00 olmasına rağmen 'düdüğü çalmıyor'..
Polisi istiyor. Çevvik kuvveti..
25 dakika sonra asayişten iki polis geliyor. Çevik kuvvetten ekip gelmesi gerekirken sadece iki polis..
Çarşambaspor ve Bafra maçlarını hatırlıyorum o sırada.. Onlarca polisin zor güvenlik önlemi aldığı maça iki polis..
Hakem Ersan Kip, ambulans konusunda daha çok ısrar etmiyor. Polisi görünce maçı başlatıyor..
Maçların fikstürünün verildiği çevik kuvvet polisi de ikinci yarıda dahil oluyor maça. Ambulans yine yok..
Maç böyle sonuçlanıyor. Allah'tan ilk yarıda kavga çıkmıyor, olaylar olmuyor..
Ve yine Yüce Allah'ın da yardımıyla maçta sakatlık yaşanmıyor, bir futbolcu yaralanmıyor ve önemli olay olmuyor..
Atatürk Spor Salonu'nda müsabakaların olduğu günden önce kar yağmasa ve çatıda birikmeseydi, 'o kovalı su sızıntısını da' görmeyecektik..
Allah'tan kar yağmış, birikmiş ve çatı su kaçırmışta görmüşüz... Gizlice düşen bir kaç damla bir sporcunun düşmesine neden olup canını yaksaydı, "Takdiri İlahi mi diyecektik"..
Ama 'Allah'a emanet spor kenti Samsun olamayız ki'..
Göz göre göre bunca şeye seyirci kalınırken..