Başarı öyküleri güzeldir. Hele ki; yoktan var etmek için verilen mücadele anlatılırken, 'gözlerde ışıldayan gülümsemeleri' izlemek daha da güzeldir..
Dün işte böylesine bir başarı öyküsünün tam ortasındaydık. MedikalPark Hastanesi'nin yan binasının 5. katındaydık..
Genel Müdür Opr.Dr. Hikmet Çavuş ve Başhekim Hakan Özcan''ın kahvaltıda konukları olduk.
Ben aslında bu öyküyü öncesiyle bilenlerdenim... Hatta her safhasını. Ama tekrar dinlemek 'güzel geldi ve hoştu' diyebilirim..
Başhekim Hakan Özcan çok sevdiğim sevgili dostum Cemil Mısırlıoğlu'nun yeğenidir. Daha Batman'a hekim olarak gitmeden öncesini, öğrencilik yıllarını hatırlarım..
Çarşamba Ağacagüney Beldesi'nin köy olduğu zamanlarda, Başhekim Özcan'ın dedesi Rahmetli Mustafa Amca'yı ziyaret ettiğimiz günler geçti gözümün önünden..
Samsun'a hastaneyi ilk kurmaya karar verdikleri zamanı da' çok konuşmuştuk, dayı Cemil Mısırlıoğlu ile..
Ve şimdi gelinen noktayı görünce gurur duydum..
MedikalPark Genel Müdürü Hikmet Çavuş ile Başhekim Hakan Özcan, okul arkadaşı. Birlikte Batman'ın yolunu tutup, hekimlik mesleklerini yapmaya gittiler..
Akıllarında hep bir şey vardı. Samsun'a dönüp hastane açmak.. Bölgenin merkezi konumundaki Batman'da öyle yoğun çalıştılar ki; hem çok sevildiler, hem de mesleklerinde 'tecrübe sahibi oldular'..
Ama onların gözünde hep Samsun'daki hastane vardı..
Hikmet Çavuş, atak bir kişiliğe sahip. Hakan Özcan ise lojistik destek ve beyin fırtınası ile 'elmanın yarısı gibi'..
Birlikte verdikleri ve inandıkları karara, başka arkadaşlarını da dahil edince, 'Şimdi paçaları sıvayıp dereye girme zamanı' dediler..
Vitrindeki Çavuş ile perde gerisindeki Özcan'ın başlattıkları 'hayal penceresi böyle aralandı'..
Ama dereye girmek için yaptıkları hazırlıkla, geldikleri nokta arası ancak şöyle tercüme edilebilirdi..
'Dere için paçalarımızı sıvadık, okyanusta bulduk kendimizi'..
İşte böylesine bir emeğin ürünü Samsun MedikalPark..
İlk projelerini gördüğümüzde şaşırmamak elde değildi. Nasıl işe başladılar, nasıl bu noktaya geldi, başarı öyküsünün hepsi ayrı ayrı birer parçası..
Hikmet Çavuş da 'Derecik'ten.. İlk günlerde kredi alabilmek için banka peşlerinde verdikleri mücadeleyi dinlerken 'Aşağı Ağacagüney'den yer sattınız mı diye sordum'..
Aileleri karıştırmadık dedi Hakan Özcan.. Kendi gücümüzle girdik bu işe, dedi..
Belli ki aileleri riskin içine sokmak istemediler..
Ama ya bugün hangi noktadalar...
Yılda 234 bin hasta. Yüzde 30'u Samsun'un çevre il ve ilçelerinden..
104 hekim. Toplam 450'nin üzerinde çalışan.. 180'in üzerinde hemşire..
Yaklaşık her gün 5 bin kişinin girip çıktığı bir hastane..
Neredeyse açılmadık dal kalmamış..
Her geçen gün yeni sağlık teşhis ve tedavi dallarını hayata geçiriyorlar..
Bitmedi elbette... Çünkü 'işe başlarken' paraları yoktu belki ama parlak bir fikirleri vardı..
Ve o fikirler sadece bir hastaneden ibaret değildi aslında..
İlkadım MedikalPark yakında geliyor. Sonra mı..
O hedef çok önemli.. Hatta Samsun için bile çok önemli..
Üniversite.. Evet Hikmet Çavuş ve Hakan Özcan'ın o Batman'da başlayan 'Hastanemiz olsun' hayalleri, üniversiteye kadar dayanmış..
Dere için paçaları sıvamışlar ve kendilerini okyanusta bulmuşlar ama 'okyanusu geçmeyi de başarmışlar'..
Tek kelimeyle 'kutlamak gerekir'..
Bir de ne var biliyor musunuz...
Hikmet bey hedeflerini anlatırken, sanki o okyanus düşündüğümüz okyanus gibi gelmedi bana..
Sanki 'Büyük büyük' okyanusa da 'paçalarını sıvayacak gibi geldi bana'..
Yani o hedefler üniversiteyle son bulacak gibi değil..
Çünkü, 'slayt gösterisinin sonunda 'SON' kısmını göremedim..
Ucu açık gibi geldi açıkçası bana..
Umarım yanılmıyorumdur...