Samsun Büyükşehir Belediye Meclisi'nde her zaman eleştirdiğim bir konu var ki;
Alınan kararlarda kamu yararı var mı, hak ihlali var mı, doğaya, çevreye zararı var mı?, şehre yararlı mı hiç bakılmıyor.
Gerçekten, bir çok kez 'aklı hür, vicdanı hür' olarak eller kalkmıyor.
Çünkü siyasi partiler grup kararı alıyor, doğru - yanlış kararların altına imza atmış oluyorlar.
Bu sadece Samsun'da mı?.
Bütün illerde var.
İstanbul ve Ankara'yı izliyorsunuz.
Neler oluyor neler.
Samsun'da su zammına hem de TÜFE'lisine 'hep beraber, firesiz el kaldıran Cumhur İttifakı üyeleri;
İstanbul'da 'Allah'ın suyuna zam olur mu' diyorlar topluca ret ediyorlar'.
Sanki İstanbul'daki Allah'ın suyu da, Samsun'daki değil mi?..
Evet ama siyaset işte böyle bir şey.
Çok zaman yazdım.
Bu alınan kararlar 'belki vicdanen sizleri rahatsız etmeyebilir' ama gün gelir, 'postacı kapınızı çalar'.
Tebligat getirir.
Bilmem ne zamanında aldığınız bir kararla ilgili Cumhuriyet Savcılığı'nın başlattığı soruşturmaya istinaden 'ifadeniz alınacak' diye.
Çağrı pusulası kapıya gelir.
Siz tam emekli olmuşsunuz, elden ayaktan da biraz düşmüş bir şekilde, "Bu da nereden çıktı demeye fırsat kalmadan kendinizi mahkemelerde bulursunuz?.
Hele ki imar konularında.
Tarım arazilerinin imara açılmasında,
Meraların imara açılmasında.
Vatandaşın yerlerini kamulaştırma işlerinde.
Ya da imar uygulamalarında 'Devir bizim devir bir şey olmaz' deyip kaldır elleri, indirin elleri işlerinde.
Meclis üyelerinin başları yanabilir.
Belki kendi iktidar dönemlerinde 'İçişleri Bakanlığı izin vermeyebilir ama', gün gelir keser döner, sap döner, hesap döner..
Sonra gelen iktidar o soruşturma izinlerini tek tek verir.
Alırsınız başınıza davayı, dolayısıyla belayı.
Hem de asıl menfaatleşenler siz olmadığınız halde.
Örneklerini çok gördük.
Ve şimdi de bir benzeri Samsun Büyükşehir Belediye Meclisi'nin üyelerinden 86'sının kapısına dayanmış.
Dün mecliste herkese dosyalar dağıtıldı.
İlkadım'dan ve Büyükşehir Meclis üyelerinden aralarında memurların da olduğu, belediye başkanlarının da bulunduğu 86 kişi hakkında Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı ön inceleme başlatmış.
Konu Samsunlu İşadamı Vahap Çelik'in imarla ilgili davayı kazanmasına rağmen 'kararın uygulanması' ve imar planının uygulanmasında meclisin aleyhte karar alması..
Sanırım katlı otopark olayı olsa gerek.
Peki meclis üyelerine isnat edilen suç ne;
‘Görevi kötüye kullanma’ iddiası..
2018'de alınan bir karar ve sonrasında bugüne kadar alınan kararlardan sorumlu olan el kaldıran, imza atan, meclise getiren herkes.
Bir şey çıkar, çıkmaz. Ön inceleme yapılacakmış ki; İçişleri Bakanlığı 'izin vermemiş'.
Bakan Süleyman Soylu imzasıyla ön incelemeye izin verilmedi yani.
Ama 10 günlük itiraz hakkı var. Yani Savcılık itiraz edebilir.
Bekleyip, göreceğiz.
Anlatmak istediğim şu.
Yaptığınız şeyde kamu yararı yoksa, birilerine kıyaksa, ya da birilerinin hakkına geçmeyse, kaldırmayın o ellerinizi.
Yanlışa ortak olmayın.
Doğanın, insanların, kentin, soluduğumuz havanın, suyun hakkına girmeyin.
Bana bir şey olmaz da demeyin.
Rant uğruna tarım arazilerini imara açanlara destek vermeyin;
Bu ülkenin tarım alanlarına, tarım ürünlerine ihtiyacı var. Kendi kendine yeten ülke olmak zorunda.
Beton uğruna meraları imara açmaları için 'ellerinizi evet diye kaldırmayın'.
Hayır diye haykırmak için kaldırın.
Yarınlarda, kendi neslinize ‘nasıl bir kent bırakmak istiyorsanız’ ona göre davranın.
Sonra anlatamazsınız..
Bu ülkenin o meralarda otlayan hayvanlara ihtiyacı var.
Etine, sütüne muhtaç hale geliriz, böyle giderse. Yazık değil mi?.
Kaçak yapılara göz yumanlarla birlikte olmayın.
İmar kirliliğine asla izin vermeyin, kaldırmayın ellerinizi ‘böylesi bir suça ortak olmak için’..
Hele hele kaçak yapı tespit edilen binaların belediyelere kiralanmasına, oraya rant sağlanmasına asla izin vermeyin.
Ne işi var belediyenin o binada diye sorgulayın. Başka yer mi yok diye sorun, soruşturun.
Bu kentin insanlarının paralarını çar çur ettirmeyin.
Partiliye kıyak işlere asla imza atmayın elinizi kaldırmak için bile yormayın.
Uykunuzu kaçırmayın durup dururken..
Gün olur kamuoyu vicdanını yaralayan işlere alet olanlardan hesap sorulur.
Vicdanlarını kapatanlara diyecek bir şey yok.
Ama siyaseten gözlerini kapatanları 'uyarıyorum'.
Çok yanlış işler dönüyor sakın alet olmayın.
Gözünüzü açın.
Benim ne sorumluluğum var demeyin.
İnanmadığı halde elini kaldıran herkes, ‘böyle olduğunu bilmiyordum deme lüksüne de sahip değil’..
Bileceksin, bilmelisin. Kamu için iş yapıyorsan, öğreneceksin, sorgulayacaksın.
Boşa doluya parmak kaldırmayacaksın.
Gün gelir hatırlatırım.
Unutmam, unutturmam.
Benden söylemesi..
86 meclis üyesi hakkında Savcılıktan soruşturma
Bakan Soylu'dan izin çıkmadı
Şikayetçi olan İşadamı Vahap Çelik
Peki tarımla uğraşan kendi sebzesini yetiştirip kendine yetmeye çalışan insanın tarlasında barınma ihtıyacı ne olacak? Bu menlekette herkes rantçı değil. Bir kanun çıkıyor kurunun yanında yaşta yanıyor maalesef
Ahh yener bey ahhhsamsun bitti yazık o Yusuf beyin emeklerine yıllardır bukadar kendini beğenmiş bir insanların yan yana geldiği bir büyükşehir b.herkez ben yaptım oldu bitti diyen zihniyet iyiki varsiniz iyiki bu gerçekler gün yüzüne çıkıyor ama dahada çıkacak tabiki gerçek şeyler gün yüzünü kalın saglicakla