Son 20 yıldır, bazı konular alışkanlığa döndü.
Yani usulsüz, hukuksuz işler bile olsa, 'yaptırımının uygulanmadığına defalarca şahit olduk'.
Nasıl olsa devir bizim devir diye bakıp, hatta makamda oturan kişi, "Onlar tavsiye kararı, uygularsın, uygulamazsın" diyebiliyor.
Yani tavsiye filan da değil.
*ihalelerde usulsüzlükler,
*İş yaptırmalarda hukuksuzluklar,
*Gereksiz pazarlık usulü, doğrudan temin alımları..
*Devletin parasını çar çur etmeler, kamu zararları,
*Yandaşlara bina tahsisleri,
*Kiralarını ödeme,
*Son dönemlerde ortaya çıkan, önümüzdeki raporlara girmesi muhtemel olan karkas bina kiralamaları, yandaşa kaçak kata göz yumma, bir de orayı kiralama girişimleri..
Daha saymakla bitmez.
Bir sürü 'usule, hukuka, kamu işleyişine' uymayan işler var.
Devletin koca SAYIŞTAY'ının aldığı kararlar, uyarılar, kamu zararı tespitleri ortada dururken, 'gözler karartılmışçasına', dolu dizgin usulsüz işlere yürüme işleri devam ediyor.
Sadece SAYIŞTAY'ın sorumluluk alanlarındaki işler mi?..
Samsun için söylüyorum; her alanda, her türlü kamu yararına olmayan rant, kamunun zararına alımlar, kiralamalar, ihaleler sürüp duruyor.
Mahkeme kararları bile uygulanmıyor.
20 yılın verdiği 'iktidarın dayanılmaz cazibesi' nedeniyle güç zehirlenmesi yaşandığı bir gerçek.
Kimileri, 'rant uğruna',
Kimileri 'yandaşlara pas uğruna',
Kimileri de 'kendi çıkarları için';
Usul kanun dinlemiyor.
Her taraftan kokuşmuşluk sinyalleri geliyor.
Yap- boz, yap ‘mahkeme durdursun, yeniden yap’.
Proje değiştir yap.
Mahkeme kararı varken, arkasından dön, geç, çalışmaları bir şekilde sürdür.
Durum öyle bir hal aldı ki; Samsun Büyükşehir Meclisi'nden geçen bazı teklifler, gerçekten insanı şaşırtıyor.
En üst yetkilisinden, memuruna, meclis üyelerine kadar, öyle bir durum var ki; "Bize bir şey olmaz" zihniyetiyle imzaları çakıyorlar, kaldır indir şeklinde 'sonuçlarını düşünmeden ellerini umursuzca kullanıyorlar.
Ama hep derim ki..
Keser döner sap döner, bir gün gelir hesap döner.
O zaman ne olacak?.
Ya o kenara yazılan, usulsüzlüklerle ilgili olarak yapılanlar, maddi kamu zararlarının hesapları sorulmayacak mı?.
Hepsi sorulacak.
Bir takipçim yazmış, bildiğim bir sözdür ama o tweetteki ki paylaşımım altına cuk oturmuş.
'Devlet her zaman 18 yaşındadır'..
Evet hatırlatırlar, söke söke alırlar o paraları.
Hele ki imar yolsuzlukları, usulsüzlükleri..
Samsun ve imar yan yana gelince, 'neler geliyor akıllarınıza değil mi?,
Şimdi de mesela son örnek var Samsun'da.
Samsun Büyükşehir Belediyesi'nin kiracı olduğu binayı bir vakfa yurt olarak tahsis etmesi ve kiralarını ödemesi, Sayıştay tarafından hukuka aykırı bulundu.
Karara onay verenlerden 104 bin liralık kamu zararı tahsil edilecek.
Gördünüz mü?.
Yıllardır yazıyorum, uyarıyorum.
Kimler evet demiş peki.
CHP ve İYİ Parti Meclis Üyeleri hariç;
Aralarında Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir ve ilçe belediye başkanlarının bulunduğu AK Parti, MHP yani Cumhur İttifakı üyeleri.
Bir de SP'li meclis üyesi evetçiler arasında.
Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir;
*Hani her fırsatta para yok, suya zam, ulaşıma zam diye tutturuyor;
*Belediye için kredi talep ediyor.
*Hatta belediyenin tüm gelirlerini kredi için ipotek veriyor ya..
İşte o Başkan Demir, Samsun Büyükşehir Belediyesi'nin 6 yıl 1 ay süreyle kiracı olduğu taşınmazı İnsan Eğitimi Kültür ve Yardımlaşma Vakfı'na protokol yaparak öğrenci yurdu olarak kullanılması için devretmiş.
Yetmemiş, hukuksuzca kira bedelinin yüzde 50'sinin belediye tarafından karşılanacağını protokol altına almış.
Sadece 2020 yılında belediye kasasından, yani bizim paramızdan, 201 bin 355 lira kira bedeli ödemiş Samsun Büyükşehir Belediyesi.
Ödenen bedelin ise sadece 96 bin 949 lirasının vakıftan tahsil edilmiş.
Düşünebiliyor musunuz, adını bile bilmediğimiz vakfa para var ama pandemide bitik düşen esnafa yok.
Tabi ki bu yağlı kiralama, SAYIŞTAY müfettişlerinin denetimine takılınca da 104 bin 406 liralık kamu zararı oluştuğu ortaya çıktı.
1)Müfettişler, 5393 Sayılı Belediye Kanunu'na göre yapılan işlemin hukuka aykırı olduğuna dikkati çekti.
2)Müfettişler, belediyenin kiracı olduğu bir taşınmazı vakıflara değil, kamu kurumlarına bile tahsis etmesinin mümkün olamayacağına işaret etti.
Yani kökten usulsüz, hukuksuz.
Hem de bizim, sizin paranızla.
Peki bu meclis üyeleri niye 'el kaldırıyor, evet diyor, önlerine ne gelirse'.
Hiç mi incelemiyorlar?.
Kamu zararı olması vicdanlarını rahatsız etmiyor mu?.
Peki gün olur da, hiç bir şeyin kalıcı olmadığı gibi, 'siyasette dengeler değişirse', iktidar değişimi yaşanırsa, nasıl olacak?..
Bu hanelere yazılan borçlar, yargı kararlarına uymamalar, ben yaptım oldu zihniyetiyle yapılan kiralamalar, imar suçları, tarım arazilerinin imara açılması, kamu yararı olmayan kişisel rantlar oluşturmaların 'yaptırımları, tahsilatları' olmaz mı?..
Olmadı mı geçmişte.
Çatır çatır aldılar paraları.
Tıkır tıkır işledi sistem, yargı; 'açıldı davalar ardı ardına'.
Rütbeleri sökülen 12 Eylül'ün haşmetli 'emir demiri keser' generallerini gördü benim ülkem.
Er rütbesine indirildiler.
Bir dönemin 'özel yetkili Cumhuriyet Savcıları'nın, kurgulu yargısının, "Bu ülkenin Genel Kurmay Başkanını cezaevine gönderdiğini gördü bu gözler;
Aynı sözde savcıların apar topar ülkeden 'FETÖ damgasıyla' şapkalı, gözlüklü, eşofmanlı sıvıştıklarını da gördük.
Mesele; doğrudan, hukuktan ve en önemlisi de kendi vicdanından ayrılmamak.
Yoksa, gün gelir; Postacı kapıyı çalar.
Eskiden iki kere çalarlardı; şimdi açana kadar basıyor zile..
Emeklisin evde oturuyorsun;
Tebligatı yapıştırır.
Sonrası malum..
Geçmiş olsun.
O nedenle küçük bir tavsiye.
O 104 bin 406 liralık kamu zararı oluşturacak o işe sizlere kim el kaldırttıysa, konuşup şimdiden ödeyin/ödettirin.
İleri de faizi, dosya parası, yargılama gideri derken çok artar.
Şimdi sıkça tükettiğiniz kuzunun yarı parası gibi gözükebilir ama;
Emeklilikteki tek maaşa ağır gelebilir.
O günlerde kuzu pirzola zaten hayal de, kişi başı 2 bin 264 lira kamu zararı ödemesi bu günkü değeriyle bile iyi para'.
Benden söylemesi.
Ödeyin/sebep olanlara ödetin, kurtulun..
KİRALADIKLARI BİNAYI VAKFA VERMİŞLER
SBB Başkanı Mustafa Demir, Cumhur İttifakı meclis üyeleri ile birlikte toplam 62 kişiye kamu zararı ödemesi çıktı. SAYIŞTAY kişi başı 2 bin 264 lira tahsil edilmesini istedi. 62 kişi arasında Genel Sekreter Yardımcısı Zennube Albayrak da var. Bir de memur.
Mustafa Demir
Zennube Albayrak