Samsun'da dikkat ederseniz son zamanlarda 'bazı gördüğüm olumsuz şeyler' için uyarılar yapıyorum.
Belki takipçilerim direkt ne olduğunu anlayamayabilir ama şunu da iyi bilirler.
Ben bu tip konuları köşemde dile getiriyorsam 'birilerine dikkat, hatalı işler var' diyorum demektir.
Gazetede haberlere konu ediyorsam uyarı zamanı geçmiş, hataya devam edenler umursamıyor anlamına gelir.
Bu bazen belediyeler, bazen de başka kurumlar olabiliyor.
Mesela Çevre Müdürlüğü Terme'de günü birlik alandaki düğün salonuna sürekli yapı kayıt belgesi vermesiyle gündeme geldi.
Binanın metrekaresi sürekli büyüdü.
Hem de Terme Belediyesi düğün salonunu mühürlemişken.
Peki açıklama yaptı mı Çevre İl Müdürlüğü ya da Valilik.
Ya da aynı yerde akaryakıt istasyonunun ruhsat konusu.
Büyükşehir Belediyesi'nin önceki yönetimi olmaz demiş.
Peki yeni yönetim ne yaptı. Biz sorduk halen yanıt alamadık.
Terme Belediyesi’nin de sorduğunu öğrenmiştik, sanırım onlar da alamadılar.
Yani derin bir sessizlik var.
Çevre Müdürlüğü'nde de Büyükşehir Belediyesi'nde de.
Kaldı ki; Tekkeköy'deki Bayraktepe Tabiat Parkı'ndaki Tomruk Kafe de kapatıldı.
O konu da ne var, kimse biliyor mu?
Tekkeköy Belediye Başkanı Mustafa Candal, seçim bitti kentin girişlerine ve çıkışlarına fotoğraflarını koyup, kayboldu sanki.
Tabelalarda 'hoş geldiniz, güle güle' yazıyor.
Hepsi o kadar.
Başka icraatı var mı bilmiyorum.
Medyada da yok.
O nedenle Tomruk Kafe ya da Milli Park'la ilgili ona değil, sorumuz Büyükşehir'e.
Neler oluyor Milli Park'ta.
Yanıt gelmedi şu ana kadar.
Bekliyoruz ama birikiyor beklenenler.
İlkadım Belediyesi, Gürgendağı'nda kaçak evi yıkacaktı mesela ne oldu?
Araçların mazotu mu yok, iş makinesi operatörü mü?
Daha önce jandarma yok denişmişti, son yıkıma gidilirken jandarma güvenlik önlemini aldı.
Ama iş makinesi yoktu o zamanda da.
Sonuçta ne olacak göreceğiz.
Hatta yandaki araziyi de alacakmış kaçak binanın sahibi.
Ne oluyor o zaman kaçak olmuyor mu bina?
Hukuksuzluğa kılıf uydurmak gibi bir şey.
Ama vatandaş da izliyor bu imar oyunlarını, hukukun arkasından dolaşmaları.
Atakum Belediyesi'nde işçiler yine eksik maaş aldı.
Hem de vergi döneminde. Paranın bol olduğu zaman.
İşçiler parasını eksik alırken lüks makam koltukları, masası, çok şık olmadı elbette.
Önce işçi maaşları ödenmeliydi.
Artık 31 Mart seçimlerinin üzerinden 8 ay geçti.
Belediye Başkanları ‘koltuğa oturup duruma hakim olalım’ diyecekleri zaman geride kaldı.
Bahane yok artık.
Hizmet için kadrolarda istedikleri gibi oluşturuldu.
Vasıflı, vasıfsız, ahbap çavuş ya da eş dost, hatır için nasıl olursa olsun.
Kendileri tercih etti, makamlar doldu maşallah.
Artık hizmet zamanı.
Ama görülen o ki hizmetten daha çok, saçma sapan diyaloglar, verilmeyen yanıtlar, umursanmayan uyarıları daha çok göreceğiz.
Hani henüz tam alışamadılar, yerini sindirememiş olabilenler olabilir diyeceğimiz dönemdeyiz.
Rahatlığa çabuk alışanları da görebiliriz.
Sosyal medyada günlerdir yüksek trafiğe sahne olan tartışmalar, Samsun'u bu şekilde olumsuz gündeme getirilmesine ‘yanlış anlaşılma olabilir’ diye çok girmek istemiyorum.
Ama tehlikeli bir sessizlik, şaşırtan bir umursamazlık, vatandaşın çağrılarına karşı bildiğini okuma gibi davranışları herkes görüyor.
Bunun sonu kibirdir, Allah korusun.
Vatandaşın ‘çok değişti’ demesinden önce buna yakalanan aynaya bakıp kendine çeki düzen vermeli.
Her kim varsa. Kaldı ki bir hayli var.
Bu Samsun'da her dönem bir yerlerde yaşanan bir hastalık halidir.
Sonrası evin yolunu tutmak oluyor.
31 Mart seçimleri sonrası aday yapılmayan başkanlar ve kazanamayan başkanlar için KİBİR başlıklı bir köşe yazmıştım.
Örnekleri çok.