Siyasette yorulmak diye bir kavram yok adeta;
Bıraksan her siyasetçi ölene kadar aktif görevde olmak ister.
Çoğu da kendini vazgeçilmez görür ne hikmetse.
Oysa mezarlıklar vazgeçilmezlerle dolu.
2018 yılında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 'metal yorgunluğu' açılımı;
Yorulmadım devam diyenleri, halkla iletişimde başarısız olanları, hizmet üretmekte zorlanıp, tekrara düşenleri, çok geniş kapsamda olmasa da 'eledi siyasetten.'
Metal yorgunları ve farklı bağlantıları olanlar tek tek belediye başkanlıklarından istifa ettirildi.
Bazıları sonra siyasette kendilerine tekrar yer bulsa da;
Metal yorgunluğu siyasetteki yerini buldu.
Geçtiğimiz yerel seçimler öncesi de, CHP bu konuda bayağı güzel bir çalışma yaptı.
Meyvelerini de topladı.
Türkiye'nin birinci partisi konumuna geldi.
Siyasette yenilik iyidir.
Yenilenme, değişim, yeni heyecanlar yeni görüşler ortaya çıkarabilir.
Açık söylemek gerekirse, aynı yüzlerden, aynı yüzlerin göreve gelirken aynı ekiplerle tekrar işbaşı yapmasından herkes sıkıldı.
AK Parti gerekli değişimi son genel seçimlerde yapamayınca, ekonomik sorunlardan bağımsız, aynı yüzler nedeniyle sandıkta umduğunu bulamadı.
Ben Samsun açısından söyleyeyim;
'Yine mi onlar aday denilen' en az iki 2 isim sayabilirim. Hatta 3 dersem abartmış sayılmam şahsi görüşüm.
Vatandaş, artık yeni yüzler görmek istiyor.
Yeni enerjiler.
İşte bu nedenle olsa gerek AK Parti'nin 23. kuruluş yıl dönümünde Cumhurbaşkanı Erdoğan 'Özeleştiri yapıyoruz' dedi.
Sıraladı;
Erdoğan "Yeni bir siyaset diline ihtiyaç hat safhaya çıkmıştır. Kongre süreci sadece vitrin yenilenmesi değil, kapsamlı bir değişimin ana zemini olacak. Yorulan, kendini bıkkın hisseden varsa kenara çekilsin" dedi.
Evet yorulan kenara çekilsin sözü çok önemli.
Yorulmak demek yıllarla da sınırlı değil.
Daha yeni seçilmiş bir milletvekili de, belediye başkanı da 'yorulmuş olabilir.'
Onun yorgunluğu üretememe, seçilmiş olmayı başarı olarak görmesi olabilir.
Oysa 'seçilenin kendi döneminde ne yaptığı, seçim bölgesine ne katkı verdiği, seçmenle ilişkilerinin düzeyi, kapasitesi, üretkenliği, seçmenin ulaşabilirliği önemli.'
Dikkat edin özellikle bazı belediye başkanları tek dönemlik olur.
Bunun nedeni 'yukarıda bahsettiğim ilişkileriyle doğru orantılı.'
Yani görev süresiyle hiç mi hiç alakası yok.
5 yılda kredisini tüketmişse, artık anketlerden çıkamıyor, bu kadar basit.
O nedenle de yeniden aday yapılmayan başkanlar var.
Milletvekillerine gelince, işler biraz farklı.
Seçmen partiye oy verdiğinden bazıları aradan kaynıyor.
Yerelde çok ilgi görmese de, seçmenle iletişimi olmasa da, belediye başkanı gibi "seçmen istemese seçmez" uygulamasına tabi değil.
Sıralamadan meclise gidiyor.
Ama bir şey daha oluyor.
Milletvekili sayısı düşüyor.
Alınan oy aşağılara inmeye başlıyor.
Ve son yerel seçimde olduğu gibi, Samsun'da çok ön plana çıkmasa da Türkiye genelinde AK Parti'nin hatırı sayılır bir oy kaybı yaşamasına sahne oluyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, işte bunu gördü.
Aslına bakarsanız biraz geç gördü.
Bir çok Büyükşehir ve ili şu an CHP'li belediyeler yönetiyor.
Ankara, İstanbul ikinci kez CHP tarafından yönetiliyor.
O nedenle AK Parti kapsamlı bir değişim yapmalı.
Yapmazsa, sıkıntı daha büyük olur.
Hatta 2025'den sonra erken seçimin gündeme gelme ihtimali, gelmeme ihtimalinden daha fazla.
Samsun'da ben açıkçası, il ve ilçe yönetimleri dahil, milletvekili konusunda büyük bir yenilenme bekliyorum.
Ankara siyaseti yapanların yerelde dengeyi kuramayanların, önümüzdeki ilk genel seçimde 'değiştirileceğini tahmin ediyorum.'
Varlığı ile yokluğu belli olmayanlar yok mu?
Kesinlikle var.
Kapsamlı değişim gerekir mi,
Olmazsa olmaz.
Kendini yorulmuş, bitkin hisseden var mı?
Sormaya gerek yok, başlarken yorgun olanlar bile var.
Kenara çekilmesi gerekenlerin oranı;
Şahsi fikrim ama yüzde 80'den aşağısı kurtarmaz.
Evet Erdoğan'ın söylediği gibi soluklanmalılar.
AK Parti için söylüyorum;
Aynı kadro seçime girsinler; sandıktan hüsran çıkar.
Yeni yüzler gerekiyor.
Bu arada Erdoğan 'Yenileneceğiz" dediği için AK Parti'yi konu yaptım ama;
CHP ve İYİ Parti de artık alttan yukarı kendisini yenilemeli.
Yeni isimlere şans vermeli.
Başarılı olanların yanına, 'öyle dışarıdan, seçimden seçime Samsun'a gelenleri değil, bu kentin kanaat önderlerinden, siyasette yorulmamış isimleri' takviye etmeli.
Açık söylüyorum;
Samsunlular aynı kişilerin her seçimde aday olmasından,
Milletvekilliği olmadı, belediye başkanlığına,
Belediye başkanlığı olmadı milletvekilliğine,
Her ikisi de olmadı, il başkanlığına,
MKYK üyeliğine,
PM üyeliğine,
Sürekli her kapıyı zorlamasından yoruldu.
Tüm bunları söylerken, "Samsun için üreten, çalışanları, yıllar geçse de aynı enerjide olanları" ayrı tutuyorum elbette.
Ama ne olursa olsun, tüm vekiller açısından en azından;
Yüzde 50'si değişmeli.
Çünkü Samsun için mücadele veren vekil sayısı '2'yi bilemedin 3'ü geçmez.
9 vekilimiz olduğunu düşünürsek;
Bu oran çok düşük.
İsim vermeye gerek yok.
Samsunlular biliyor, herkes kendi yorumunu yapsın.