Türkiye’de yaklaşık 4 yıldır rektör atamaları Boğaziçi Üniversitesine atandığı şekilde yapılmaktadır. Eski düzeni herkes biliyor tekrar yazmaya gerek yok ama o sistem de pek demokratik değildi.
Peki şimdiki sistem demokratik mi? Bu baktığınız yere göre değişir. Şöyle ki ülkeyi yönetsin diye yetki verilen Cumhurbaşkanı yani kullanılan oyun en az yarısından bir fazlasını alarak seçilen ve Cumhurbaşkanı olan kişi rektör atamasını müracaatların içerisinden seçerek yapıyor.
Ülkeyi yönetme yetkisi verdiğimiz ve ülkenin tamamını teslim ettiğimiz Cumhurbaşkanı, rektör atama yetkisini kullanmalı mıdır bu ayrı bir tartışma konusudur ama şuan atamalar bu şekilde yapılmaktadır.
Ülkemiz demokrasiyle yönetiliyor diye söylense de bunu yani demokrasiyi içimize pek sindirebilmiş değiliz. Henüz siyasi partilerimizde bile demokrasi işletilemiyorken, siyasi partilerimizin “Ülkeyi demokrasiyle yöneteceğiz.” deyişleri ya da “Ülke de demokrasi yok” demeleri ne kadar inandırıcı olabilir ki? Bunun takdirini sizlere bırakıyorum.
Bu sistemle onlarca üniversiteye rektör ataması yapılmıştı fakat Boğaziçi’ne atama yapılınca sıkıntılar yaşanmaya başladı. Atayan kişi aynı kişi yani Cumhurbaşkanı. Atanan kişi daha önce 2 üniversitede rektörlük yapmış ve birkaç siyasi partide görev almış. 2015 yılında da Ak Parti’den aday adayı olmuş. Siyasi bir kimliği var ama sağ tandanslı biri.
Boğaziçi’nde 14500 öğrenci varmış bunların taş patlasa 500’ü rektöre itiraz ediyor ve 900’ün üzerinde öğretim üyesi varmış onlarında taş patlasın 200’ü itiraz ediyor. Peki kalan öğrencilerin ve öğretim üyelerinin itiraz etmemesini yok mu sayacağız?
Kaldı ki ne zamandır rektör atamalarını öğrencilerin tercihleri belirliyor? Meselenin rektör atama meselesi olmadığı aşikardır. Eylemlere katılıp polis araçlarına zarar verenlerin kimlikleri bunu ortaya koymaktadır fakat öğrencileri taktim ederken terör bağlantıları var deyip salıverilmeleri millet nezdinde pek hoş karşılanmamaktadır.
Yasalar, terör bağlantısı olanları içerde tutmaya yetmeyecek kadar az ceza öngörüyorsa bu pekala değiştirilebilir. Yok öyle değil öğrencilerin terör bağlantıları ile ilgili yeterli delil yok ise o zaman da terör bağlantılı diye ifade edilmemelidir.
Artık bu atamanın geri dönüşü olmamalı çünkü bu atamadan geri adım atılır ya da rektör istifa ederse bundan sonra atanan rektörlerde de bu sorunlar yaşanacaktır. Kimsenin, herkesin tamamını memnun etme şansı yoktur. Dolayısıyla her atamaya mutlaka itiraz gelecektir.
Ak Parti ve MHP’de biat kültürü var da İyi Parti ve CHP’de demokrasi mi var? Farklı bir söz söyleyen soru soran partisinde barınabiliyor mu?
Sayın Kılıçdaroğlu defalarca seçimlerden yenik çıktığı halde parti içi muhalefetin “başarısız oldun istifa et” talebini ciddiye almış mıdır? Hayır, çünkü kongrede gelmiştir kongrede gitmeyi istiyor ama kimse demokratik hakkını kullanıp karşısına rakip olarak çıkamıyor. Neden mi? Çünkü aday olabilmesi mümkün olmuyor yani anti demokratik ve katı bir parti tüzüğü var.
Anlayacağınız demokrasi konusunda hepimiz biraz iki yüzlüyüz, işimize geldi mi demokrasi deriz de bize zararı varsa bize demokrasi gerekmez!
Bir program izledim “Dünyanın neresinde böyle bir atama var?” diye sordu bir itirazcı. Cevabı Sayın Hulki Cevizoğlu verdi ve “ABD’de rektörleri Milli Eğitim Bakanı atıyor.” dedi. Tabi ki nerede böyle bir uygulama var diye soranlarda yüz yok ki kızarsın bu sefer de bize ne başkasından demeye başladılar.
Boğaziçi Üniversitesi Türkiye toprakları içindedir ve ülkenin bütünü nasıl yönetiliyorsa öyle yönetilecektir. Ülke yönetimini ve anayasasını beğenmeyenlerin yapması gereken iş çok basittir. İlk seçimde millete bunu anlatıp anayasayı değiştirebilecek çoğunluğu ve Cumhurbaşkanlığını kazanıp yönetim şeklini istedikleri hale getirmektir.