Mümkün mertebe siyaseti konuşmama ve yazmama kararı aldığımız için ekonomi hariç gündemi fazla takip etmiyoruz. Bu, siyasetten uzak durma kararımız kesinlikle yanlış bir karardır. Bunun bilincindeyiz ama bize göre siyaset “ hizmet etme aracı” olmaktan çıktığı için bu kararı almıştık.
Çamlıca camii açıldı bazı çevreler tuaf itirazlarda bulundu! Bu itiraz eden çevre malum çevreler olsa belki normal karşılanabilirdi ama bu itiraz eden çevre anlı secde gören çevre olunca milletin aklı karıştı. Hatta bu çevre geçmişte ortamın çok gergin olduğu bir dönemde ve buna gücünün yetmediği bir zamanda Taksim’e camii yapmak istemiş, belki de bu sebepten partileri kapatılmıştı.
Milletin aklı karıştı, millet şaşkın, millet soruyor “neden?” diye. Önce bir partinin genel başkanı camiyi hedef aldı ve “ ne gerek var bu kadar büyük camiyi yapmaya, atmış bin kişilik camiyi doldursunlar ellerini öperim” gibi anlaşılması zor bir karşı duruş sergiledi.
Ve yine o görüş devletin yaptığı bu camiyi, devletin kazancının içinde “ faiz ve kumar geliri olduğu için” doğru bulmadıklarını söylediler. Ama bu eleştiriler yapılırken şöyle bir durum göz ardı edilmemeli oda şudur ki, bu devletin Taksim’e camii yapılmak istendiği zamanda kumar ve faiz geliri vardı, bu unutuldu herhalde!
Yine aynı partinin iki milletvekilinden birisi “ bu camii kişisel iz bırakmak için yapıldıysa bunu en iyi yapanlar firavunlardır” diyerek yine milletin tepkisini çekmiştir. Şimdi bu açıklamadan hareketle millet soruyor “ Selimiye camisini mimar Sinan’a yaptıran Sultan Selim firavun mudur?” diye. Yine “Sultanahmet camisini mimar Sedefkar Mehmed Ağa’ya yaptıran Sultan Ahmed firavun mudur?” diye. Bir Müslüman, bir insan, bir milletvekili neden böyle bir açıklama yapmış? Neden bu sözleri söylemiş diye programı izledim. Aslında programda güzel konulara değinmiş ama yukardaki ifadeler anlaşılır gibi değil. Çünki caminin adı Recebiye ya da Recep Tayyib Erdoğan camii değil. Yani Selimiye camisini yaptıran Sultan Selim, Selimiye camii ile ismi yaşıyor. Sultanahmed camisini yaptıran Sultan Birinci Ahmed, Sultanahmed camii ile ismi yaşıyor. Bu üç yöneticiden camiye ismini verenlere de vermeyene de biz firavun diyemeyiz. Diyenleri de millet hoş karşılamıyor bu bilinsin.
Oysa bu hükümetin, belediyelerin ve iktidarın nimetlerinden faydalanan bazı kesimin eleştirilecek o kadar çok yönü var ki, mesela sarayın bu kadar uçağı ve bu kadar danışmanı niye var diye eleştirin.
Mesela jöleli ve onun gibi çok insanın çok dikişli oluşunu eleştirin. Mesela belediyelerin israf denizinde boğuluşunu ve kaynakların heba edilip belediyelerin batırılışını eleştirin.
Bu, belediyelerin batak oluşu Sayın Cumhurbaşkanımızın tespitidir “ belediyelerin çoğu şuanda batık” diye beyanı var. Mesela bu belediyeleri kimin batırdığını sorun.
Hatta yetişmiş insanların bakan ya da başkan değişikliği ile boşa düşürülüp harcanışını da eleştirin ama yapılan camileri eleştirmeyin. Zira millet bunu anlamakta güçlük çekiyor.
Milletin aklı ile alay etmeyin, bunu gündeme gelmek için yapıyorsanız bu gayri ahlaki bir taktiktir. Bu taktiğinizi tekrar gözden geçirin.Siyaset siyaset olalı hiç bu kadar çirkefleşmemişti. İktidar seviyeyi düşürsede değerlerimiz üzerinden siyaset yaptığını iddia edenler siyaseti politikaya dönüştürmemelidir.