Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, borçlu çiftçinin tarla- bahçede kullandığı traktörünün haczedilemeyeceğine hükmetti. Yüksek Mahkeme herhangi bir araştırma yapmadan çiftçinin traktörünün haczine hükmeden mahkeme kararını bozdu.
Yani çiftçinin üretim aracı elinden alınamaz! Zaten Yargıtay kararı olmasa bile alınmamalı.
Çiftçilerin traktörlerinin haczedildiğini duyduğumda “Halil Ağa” hikayesi aklıma geldi. Bunu daha önce de yazmıştım ama yine özetlemekte fayda var.
Atatürk bir gün Nuri Conker ile gizlice Florya köşkünden çıkarlar. Bir köylünün çift sürdüğünü ve çifte bir öküz ile bir merkebin koşulu olduğunu görürler. Durup köylüyle sohbet ederler. Köylü öküzünün yani üretim aracının vergi borcuna karşılık devlet tarafından alındığını söyler.
Keyfi kaçan Atatürk köşke geri döner ve İstanbul da bulunan Başvekil İnönü, vali, bakanlar ve milletvekilleri ile akşam yemeğinde bir araya gelirler. Atatürk, haziruna “Milletin efendisi gelecek” der. Herkes merak eder çünkü haziruna göre milletin efendisi onlardır.
Misafir geldiğinde Atatürk takdim eder “ İşte Halil Ağa, milletin efendisi.” der ve yaşadıkları diyaloğu tekrarlarlar. Ağa yaşadıklarından dolayı, her kese sırasıyla muhtar, kaymakam, vali, Başvekil İnönü ve Atatürk’e sitem etmiştir. Köylü hepsini tekrar söylese de Atatürk için söylediklerini tekrarlamaz.
Atatürk der ki; “Bak Halil Ağa bize bir kanun lazım oldu mu giderler, İsviçre’den mi, İtalya’dan mı, Almanya’dan mı, Fransa’dan mı fark etmez kanunu alırlar. Bu kanun bize uyar mı, dinimize uyar mı, kültürümüze uyar mı diye üzerinde hiç çalışmadan meclise getirirler, mecliste bunu hiç sorgulanmaz ve kanun çıkar. Bu kanun ile gider devlet çiftçinin üretim aracını yani öküzünü elinden alır. Bunu gören Atatürk ne yapsın?” der ve haziruna döner beyler bu olay İstanbul da burnumuzun dibinde olmuştur daha bunun Anadolu’su var, Muş’u var, Van’ı var oralarda ahval nedir?” der ve sitem eder. Halil Ağaya bir öküz verilir.
Çokça eleştirdiğimiz tek parti döneminde Halil Ağa hikayesi belki münferit bir olaydır. Belki de bu haciz olayı da münferit bir olay olabilir ve fakat mantığa baktığımızda üç aşağı beş yukarı aynı mantık görünüyor.
Yani maalesef ki bir arpa boyu yol alamamışız. Yargıtay’ın emsal kararına rağmen çiftçinin üretim aracını hem de çiftçilere destek olması gereken bir Kooperatif elinden alıyor da yürütme buna bir çözüm üretmiyorsa söyleyecek söz bitmiş demektir. Yazık çok yazık.