Emperyalist ülkelerin dışındaki ülkeler neden komşuları ile sorun yaşar?
Türkiye’nin ya da herhangi bir ülkenin komşuları ile sorun yaşaması doğaldır çünkü sorun dediğimiz şey komşu ile olur. Tabii ki Nikaragua ile değil de Yunanistan ile sorun yaşayacağız. Tabii ki Malezya ile değil de İran ile sorun yaşayacağız çünkü İran ile de Yunanistan ile de sorun olabilecek meselelerimiz var ya da dünyaya bakınız genelde sorunlar sınır sorunudur.
Osmanlı İmparatorluğu olarak durum değerlendirmesi yaparsak sorun yaşayacağımız güçler belliydi. Bunlar Rusya, İngiltere ve İran’dı ama İran ile yaklaşık dört yüz yıldır sınırlarımız değişmedi. Bu sorun yaşamadığımız anlamına gelmez ama en azından sınır sorunu yaşamadık. İngiltere sınır komşumuz olmadığı halde “üzerine güneş batmayan imparatorluk” diye anılması yani neredeyse bütün dünyayı sömürmesi sebebiyle hep iç içe ama genelde çatışma içindeydik.
1853 yılında başlayıp 1856 yılında biten Kırım savaşında İngiltere bizim yanımızda, bize destek vererek Rusya ile savaştı. Görünüşte bizim için savaştı gibi düşünülse de aslında tabiri caizse bir taşla iki kuş vurdu. Hem Rusya’yı Avrupa ve Akdeniz’in dışında tuttu hem de koskoca cihan imparatorluğu olan Osmanlı’nın sonunun başlangıcına sebebiyet verdi.
Geçen yüz yılın başında ise devreye ABD girdi. 1945’te gerçekleştirilen Yalta Konferansından sonra bir nevi ABD’nin güdümüne girdik.
Türkiye imparatorluk bakiyesi yeni bir cumhuriyet olarak başlangıçta zorlansa da ayaklarının üzerinde durmayı başarmış ve Atatürk’ün gayretleriyle hem de savaşmadan Hatay’ı sınırlarımıza katmıştır.
Fakat Atatürk’ün ölümü ve ikinci cihan harbi işleri değiştirdi. ABD ile ittifak içine girdik ama ne ittifak? Hep kaybeden biz olduk. Tabiri caizse o gün bu gün iki yakamız bir araya gelmedi. Ne zaman ülke menfaatine gelişmeler olsa işbirlikçileri aracılığıyla müdahale ettiler. ABD’yi yönetenler hiçbir zaman lehimize olmadılar. Bazen gizli bazen de aleni bir şekilde aleyhimize çalıştılar. Hiçbir zaman da ifade edildiği gibi dost ve müttefik olmadılar. Hep çıkarları ön plandaydı.
İran da hiçbir zaman dostumuz olmadı ve hep ülkemiz üzerine sinsi planlar yaptı. Rusya hiçbir zaman dost olmadığı gibi hiçbir zaman güven duyacağımız bir ülke de olmadı.
Suriye, Yunanistan, Ermenistan ve Irak bizim çapımızda ülkeler olmadıkları için onlardan bahsetmeyeceğim. İran ile Rusya sınır komşumuz ve şuan onlarla ittifak içindeyiz ama ikisinin de düşmanı gibi görünen ABD ile de sürekli dost ve müttefik durumundayız!
Biliyoruz ki, uluslararası ilişkilerde mutlak dost ya da mutlak düşman olmaz. Bu üç ülke ile de “mecburen” ittifak içindeyiz ve fakat şu hiç unutulmamalı bu üç ülkeye de hiçbir zaman güvenemeyiz.
“Bize en yakın ülke” diye düşündüğümüz İran’ın, Ermenistan Azerbaycan savaşındaki tavrını gördük. Dolayısıyla her ülke ile ilişki kurulabilir, her ülke ile ticaret yapılabiliriz ama dost dediğimiz ülke bunu hak eden bir ülke olmalı ya da “dost ülke” sözünü her ülke için kullanmamalıyız. Zira bazı ülkelere dost denmesi içimizi acıtıyor. İsrail de bunların başında geliyor.