Cumhurbaşkanımız bir şeyi yapmıyor ise yapamadığı için değil yapmak istemediği içindir çünkü Cumhurbaşkanımız, Atatürk’ten sonra en güçlü iktidara sahiptir ve her yönüyle muktedirdir. Yapmak istedikten sonra yapamayacağı hiçbir şey yoktur. Çıkaramayacağı hiçbir kanun yoktur.
Konu İstanbul Sözleşmesi. Aklıselim her insan bu sözleşmenin iki maddesine karşı çıkmaktadır. Bir tanesi “Kadına pozitif ayrımcılık” adı verilerek yürürlüğe giren söylemde güzel gözüken ama aile yapısını tahrip ettiği her gün tartışılan maddedir.
İkincisi de LGBT’lilerin dernekleşmesine müsaade eden, eşcinsellerin evlenmesine izin veren ve bunlar yetmezmiş gibi bir de bunların her türlü propagandasını yapmasına serbestlik getiren maddedir ki, haklı olarak bu iki maddeye çok ciddi itirazlar vardır.
İstanbul Sözleşmesi’nde başka sıkıntılı madde var mıdır bilemiyoruz ama bu iki madde sürekli gündemdedir. Bu sözleşme Avrupa Birliği uyum yasaları çerçevesinde 2011 de imzalanmıştır.
Öğrendiğimiz kadarıyla bu sözleşmeyi bu haliyle kabul eden ülke sayısı çok azdır. Yani bütün Avrupa birliği üyelerinde bu maddeler bizdeki gibi kabul görmemiştir.
O zaman biz ne yaptık, neden yaptık? Tabiri caizse kraldan çok kralcılık yapmışız. Bu sözleşmenin imzalanmasında kabak eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’na yıkılmaya çalışılmaktadır ama bu konuda asıl sorumlu bize göre Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dır çünkü Ak Parti’nin girdiği bütün seçimlerde millet oyunu yani desteğini Sayın Erdoğan’a vermiştir. Sayın Davutoğlu’nun Başbakanlığı bırakması istendiğinde bundan dolayı kimse sesini çıkarmamıştır.
Ne yani Ahmet Davutoğlu birilerine göre tu kaka oldu diye biz de mi ona haksızlık yapalım. O günde her şey Cumhurbaşkanımızın onayı ile yapıyorlardı bu günde her şey Cumhurbaşkanımızın onayı ile yapılıyor.
Şayet Cumhurbaşkanımız derse ki, “O gün bu konuda beni yanılttılar” FETÖ ya da Davutoğlu ya da İçişleri Bakanı yanıltmış olabilir ki, o zamanda şunu sormak gerekmez mi: “Bu yasaları şimdi neden düzeltmiyorsunuz?”
Biz Cumhurbaşkanımızı tanıyoruz ve biliyoruz ki, bizim neye hassasiyetimiz varsa ondaki hassasiyet bizdekinin en az iki katıdır. Ee o zaman Cumhurbaşkanımız da bu yasayı eleştirdiği halde neden iptal ettirmiyor merak ediyoruz?
Biz, zor günlerde desteklediğimiz Cumhurbaşkanımızdan bu konuyu samimi bir şekilde bizlere izah etmesini, sözleşmenin bu iki maddesini iptal etmekte bir mahsur var ise bunu bizimle paylaşmasını ya da bu sorunu çözmesini bekliyoruz.
Bu kadar olumsuz duruma rağmen onu desteklediğimiz için bunu Cumhurbaşkanımızdan beklemek hakkımızdır diye düşünüyoruz.