Kerkük’ü yazmak, Kerkük’e yanmak hem de yanım yanım yanmak ama yine de bir şey yapamamak! çok acı bazen, bazı konularda çaresiz kalmak çok kötü. Referandum ve bölgenin durumu ile ilgili yazı yazıp yazmama konusunda kararsızdım Kerkük’ü ve bölgeyi ziyaret etmiş biri olarak yazmam gerektiğini düşünüyordum ama herşey o kadar ayan beyan gerçekleşiyor ki ne yazalım?niye yazalım? Bir Rus karikatürist bir karikatür çizmiş tamda durumumuzu anlatıyor.
Neyi yazalım CHP sözcüsünün sırf hükümete muhalefet etmek için bu mesele Irak’ın iç sorunudur derken aslında 1926 Ankara antlaşmasının o gün misakı millide olduğu halde çaresizlikten alamadığımız Musul ve Kerkük ile ilgili tamda bu günkü gibi bir durum oluşur endişesiyle imzalandığını ve bu antlaşmayı Atatürk’ün yaptığını bilmediğini mi? yoksa Atatürk’ün kurduğu partide Atatürk’e muhalefet ettiğini mi yazayım?
Neyi yazalım ilmek ilmek Arz’ı Mev’ud’un gerçekleşmesine seyirci kalıp bir şey yapamayışımızı mı yazalım? Yada bunun her tarafı pis ve sıkıntılı bir değnek olup dokunamayışımızı mı yazalım? Daha onbeş yıl önce Kerkük’e bir kürdün girmesini savaş sebebi sayarız derken insani duygularımızın kabarması ve insani bir zorunluluk neticesinde Kerküklü Arap ve Türkmenlerin gördükleri zulüm yüzünden orayı terk edip ülkemize gelmelerini sağlayıp aslında adamların ekmeğine yağ sürdüğümüzü mü yazayım? Yine aynı uygulamayı Suriye’de de yapıyoruz kuvvetle muhtemeldir ki aynı sorun orada da yaşanacaktır. Kırım’da yaşamışız, Kıbrıs’ta yaşamışız, Dağlık Karabağ tecrübesi ortada, Suriye ve Kuzey Irak denen bölgede de yaşıyoruz ve sonuçlarının ne olabileceğini bildiğimiz halde bir şey yapamayışımızı mı yazayım?
Süreç öyle işliyor ki adamların bir oyununu bozuyorsunuz hemen bir B. C ve bilmem ne planları devreye giriyor. Adamlar bizim gibi günü kurtarmanın hesabını yapmıyor uzun vadeli, uzun soluklu planlar yapıp hayata geçirmek için kural tanımıyorlar, onu mu yazayım? Batının nasıl bir iki yüzlülük içinde olduğu gün gibi açık İsrail’in dışında ki ABD, İngiltere ve bilumum devletler sanki referandumu istemiyormuş gibi davranıp nasıl plan yaptıklarını mı yazayım? Görüldüğü gibi herşeyi ile bize bağımlı olan Barzani ve avenesinin bize rağmen bizi tehdit edip yok saymasını mı yazayım? Barzani’nin bu cüreti nereden bulduğunu herkes biliyor, tutup birde ben mi yazayım? Çaresizlik kötü bir şey Irak devlet başkanının çaresizliğini mi yazayım? Cumhurbaşkanımızın çareler içinde çaresiz kalıp üzüntüden perişan olup yaşadığı hayal kırıklığını mı yazayım? İran’ın çıkarları için çıkarcı bir tavırla mezhepçilik yaparak bölgede ki sıkıntının asıl sorumlularından olup ona göre davrandığını mı yazayım? 2003 teskeresine karşı çıkıp askerimizin ABD nin güvenliği için Irak’a gitmesini istemeyen ben acaba yanıldım mı ki? diye kendime sorduğum soruya, Kerkük’lü bir Rehber(öğretmen) bize ihanet ettiniz, buraya gelmediniz diye sitemde bulununca acaba o şartlarda bile gitsek durum değişik olurmuydu diye kendime soruşumu mu yazayım?
Görünen o ki durum kimin ne söylediği değil birilerinin planının tıkır tıkır işlediği durumudur. Bunları görüp birşey yapamamanın çaresizliğini mi yazayım? Musul ve Kerkük ile ilgili bende hayaller kurmuştum hayallerimin akibetini tahmin edemiyorum ama tedbir alamazsak pirince giderken bulgurdan olma riskiyle karşı karşı kalabileceğimizi mi yazayım? Yok yazmayacağım içim yansa da yazmayacağım ne batının iki yüzlülüğünü nede bizlerin çaresizliğini yazmayacağım. Erbil’de görüştüğüm kişiler bu işin dönüşü yok Barzani bu karardan vazgeçemez diyor zaten geçse ne olacak, ne değişecek?