Samsun’um güzel Samsun’um seni savunmaya çalıştıkça birilerinin hedefi haline geldik, ama önemli değil. Samsun’um sen bizim doğduğumuz, doyduğumuz ve yaşayacağımız şehirsin.
Samsun’um seni tabii ki önemseyeceğiz, Samsun’um senin tabii ki gelişmeni ve kalkınmanı isteyeceğiz. Samsun’da yaşadığımız için tabii ki Samsun’un düzgün yönetilmesini bekleyeceğiz.
Biz, hukukçu değiliz, biz ziraat mühendisi değiliz, biz elektrik mühendisi değiliz. Bazı teknik konuları bilemeyebiliriz. Bilmediklerimizi de öğrenmek için gayret içinde oluyoruz.
Çarşamba ovasına biyokütle enerji santrali kurulacağını duyduğumuzda şaşırdık kaldık. Biraz araştırma yaptık. Adı biyokütle de olsa ovanın ortasına santral kurmak milletimiz ve Samsun için makul ve mantıklı bir yatırım olmadığı kanaati bizde oluştu. Prof. Dr. Kayıhan Pala’nın bu konudaki açıklamalarını dinledik. Tabii ki kaygılarımız oluştu. Endişelerimiz ile ilgili sorular sorduk muhatap bulamadık. Genel bir tanım olan “ biyokütle enerji santralleri faydalıdır” tanımını inceledik.
Evet faydalıymış ama “ kırsaldan göçü önlemek için, çorak topraklardan faydalanmak için ve kullanılmayan toprakları kullanmak için” faydalıymış. Peki Çarşamba ovası böyle bir yer mi? tabii ki değil. Mecitözü ile kıyaslanıyor ama o tesis ile Çarşamba’ya kurulacak tesisi kıyaslamak da mümkün değil. Çünkü Mecitözü’ndeki tesis bu tesisin beşte birinden daha küçük ve tesise en yakın yaşam alanı üç buçuk kilometre mesafedeki hayvan çiftliği imiş. Kırsal bir dağın tepesinde. Eğercili’de bu mesafede bir daire çizsek yerleşik yaşayan insan sayısı yirmi binin üzerinde.
“ Avrupa’da var” deyip kıyaslıyorlar. Öyle bile olsa, Avrupa insanını zehirliyor diye bizde mi zehirleyelim? Evet Avrupa’da var ama Avrupa’da kural koyuldumu kurala herkes uyar ve filtresiz kullanılmaz. Peki Samsun’da durum ne bir bakalım. Büyükşehir belediye başkanımız “ zararını görürsek kapatırız” diyor. Hatta Vali ve Çarşamba belediye başkanı da “ zararlı olsa kurdurur muyuz? Kurdursak bile zararını görürsek kapatırız ” diye savunma yapmıştı.
Sosyal medyada bir video paylaşıldı şaşırdık kaldık. Çarşamba belediye başkanı “ yetkimiz yok, biz zurnanın son deliğiyiz, hatta büyükşehirin bile yetkisi yok” diyor. Bizim kafamız karıştı. Biz nasıl bir çukurun içinde çırpınıyoruz? Nasıl yani biz tiyatro mu oynuyoruz? Nasıl yani büyükşehir ve Çarşamba Belediyesi gerekli imar değişikliğini yapmasa imar değişikliğini mahkeme mi yapacak? Mahkeme hangi hak ve yetki ile bu değişikliği yapıp ruhsat verecek? anlayamadık. En önemlisi de Çarşamba belediye başkanına göre santralin kurulmasında yetkileri olmayan belediyeler, santral zehir saçarsa nereden yetki alıp bu tesisleri kapatacaklar? Allah’ım aklımıza mukayyet ol. Ne desek, nereye koysak olmuyor. Öğrendik ki ikinci santral onaylanmış hatta altı santralden bahsediliyor. Ey bu şehri yönetenler bu bir vebaldir. Birileri para kazanacak diye ovanın yok edilmesi geleceğimizi yok etmekle eşdeğerdir. Bu vebali taşıyamazsınız. Yarın küresel ısınmadan dolayı “ Anadolu çölleşecek” diye uzmanlar uyarıyor. Elimizde kalacak iki ovadan birini sanayi alanına dönüştürmek en basit ifade ile acizliktir. Allah aşkına neden hep kolay olanı seçip tarım alanlarını sanayiye dönüştürüyor sunuz? Dağlar taşlar boş alan, sanayi tesisleri oralara neden kurulmuyor? Ah Samsun’um ah, bahtı kara Samsun’um yürek yara Samsun’um! Aklımız ermediği için bir kaç soru soralım!
Bu santrali dayatan kim?
Santral zararlı olsa yukarıda zikrettiklerim santrali dayatanlara karşı koyabilirler mi?
Şimdi yetkisiz olduklarını söyleyenler santral zehir saçarsa nasıl yetki kullanacak?
Devletin bacaları denetleyen mekanizması Tekkeköy’ü neden denetleyemiyor?
Biz bazı şeyleri bilmesek de siyasetin ruhunu biliriz. Bu yatırımlar zararlı olmasa bu bürokrat ve seçilmişler davul zurna eşliğinde “ biz yaptık” diye tellal dolaştırırlar. Her şeyi yapın ama aklımızla alay etmeyin!