İnsanoğlu şükretmeyi unutursa bir gün şükretmesi gerektiğini mutlaka hatırlar. Hani bir hikaye var. Adamın birinin bir eşeği varmış ama adam bununla yetinmezmiş ve “Şunum da olsun bunum da olsun,” diye şükürsüzlük yapıyormuş. Bir gün eşeğini kaybetmiş. O dağ senin bu tepe benim dolaşmış durmuş ama eşeğini hiçbir yerde bulamamış.
Tam ümidi kesecekken eşeğini bulmuş ve öyle çok sevinmiş ki, şükrede şükrede bir hal olmuş. Ondan sonra da düşünmüş “Ey adam dün olan eşeği beğenmiyordun ve daha fazlasını istiyordun. Yaradan sana öyle bir korku yaşattı ki, aklın başına gelmiştir herhalde,” diye kendine sitemde bulunmuş.
Koronavirüs tedbirleri sebebiyle birçok sektörde on binlerce işyeri kapandı. Belki işyeri sahipleri zamanında işyerinin kıymetini bilemedi. Belki çalışan insan işinin kıymetini bilemedi ama artık durum değişti. Artık kapanan işletmeler tekrar faaliyete geçebilirse hem işyeri sahipleri hem de çalışanlar işlerinin kıymetini daha iyi bilecektir çünkü çalışamamanın ne demek olduğunu gördüler.
Fakat üzülerek görüyoruz ki, bu gidişle birçok müessese tekrar faaliyete geçme imkanını bulamayacak. Devlet “İşyerini kapat,” dediği için işyerini kapatan hiçbir işletmeye devletin henüz herhangi bir yardımı ya da desteği ulaşmamış durumda.
Zaten yardım sayabileceğimiz sadece kısmi çalışma ödeneği var. Bazı ödemelerin ötelenmesi var ama ona da öteleme farkı ödenecek. Bir de Halk Bankası aracılığı ile kredi verilecekti ama şu ana kadar çok insan ile görüştüm hiçbiri bu krediyi kullanamamış. Onu da kullanabilseler adı üzerinde zaten kredi.
Cumhurbaşkanımızın “Her isteyen Halk Bankasından esnaf kredisi kullanabilecek,” talimatına rağmen çeşitli bahanelerle kredi verilmiyorsa ya bunun hesabı sorulmalı ya da bunun izahı esnafa yapılmalı. Devir oyalama ile laf ebeliği dönemi değil icraat yapma dönemidir.
Yoksa çok tezgâhımız dağılma riski ile karşı karşıya kalacak. Bu tezgâhlar milli servettir ve uzun emek ve tecrübeler sonucu kurulmuştur ve hepsi de bu ülkenin birer kazanımıdır.
Devletin kişi başı istihdam maliyeti çok yüksek. Bu rakamlar 2015 yılı itibari ile 1. Bölge’de 425 bin 779 TL iken 6. Bölge’de ise 201 Bin TL’dir. Şimdi ise esnaftan 25 Bin TL kredi esirgenmektedir. Bu şartlarda her esnafa 25 Bin TL hibe verilmeli ki, hayat normale döndüğünde esnaf işyerini tekrar açabilsin.
Kredi vermemek için adeta ipe un serilmekte. Sayın ülkemizi yöneten yöneticiler, zaten işsizlik rekor seviyede. Bazı kurum yöneticilerinin bu umursamaz tutumu devam ederse bu işsizlik oranı katlanarak devam edecektir.
Tez bu umursuz ve mazeret üreten yöneticiler görevden el çektirilmelidir. Yoksa yakın gelecekte bu günleri bile arayabiliriz.
Yukarıda anlatılan hikâyedeki gibi tabiri caizse “Eşeği!” bulamama ihtimali de olabilir. En küçük esnafımız küçük bile olsa en azından kendisine yetmektedir. Bu bile bir kazançtır. Dolayısıyla Cumhurbaşkanımızın ve bakanlarımızın esnafları korumak görevidir.
Yıllardır devletine istihdam desteği veren ve vergi ödeyen esnafa sahip çıkmak bir lütuf değil mecburiyettir ve ivedilikle bu destekler sağlanmalıdır.