Nasıl bir ülkede yaşıyoruz anlamakta güçlük çekiyoruz. Bu nasıl bir muhalefet anlayışı? Bu nasıl bir iktidar yandaşlığı? Bu nasıl körü körüne bir savunmacılık? Anlaşılır gibi değil. İktidarın tarafında bulunanlar neredeyse muhalefetin söylediği her şeyi yok sayacak, her eleştiriyi“ ihanet” diye yaftalayacaklar. Bir kısım muhalefet tarafı ise, iktidar tabiri caizse “ ağzıyla kuş tutsa” beğenmeyecek durumda.
Yıllardır hayalimiz olan yerli otomobil için bir çalışma ile otomobil prototipi yapıldı ve görücüye çıktı. İnsan, muhalefet yapılmasına hak verebilir ama bir kısım muhalifler sosyal medya da öyle bir muhalefet yapıyorlar ki kabul edilebilir gibi değil.
Peki ya savunanlar ne yapıyor ? onlarda bu çalışmalar daha önce hiç yapılmamış, bu iş sanki ilk defa dünkü meseleymiş, daha önce prototip yapılmamış gibi göklere uçuyorlar. Hatta öyle şeyler paylaşılıyor ki “ devrimin intikamı alındı” diyenler bile var. Bu paylaşımlar karşısında şaşırıp kalıyoruz. Bu nasıl kirli bir fikir? Bu nasıl bir savunma aklımız almıyor.
Otomobil üretmek, hem sıfırdan hem de elektriklisini üretmek öyle sanıldığı kadar kolay değil. Beş yürekli insan çıkmış bu işe soyunmuş ve emek vermiş ortaya bir şeyler koymuş. O iş insanları bu ülkenin yetiştirdiği ender insanlardan. Ve ülkemize hizmet edelim diye uğraşıyorlar.
“ Para kazanacaklar” diye küçümseyenler oluyor ama zaten üretimi kim yaparsa yapsın para kazanmalıdır. Muhalefete göre bu iş insanlar “ suçludur!” çünkü yandaştır. Çünkü Akparti döneminde böyle bir yatırım yapılıyor. Biraz insaf lütfen.Böyle bir anlayış nasıl olur aklımız almıyor. Bu iş insanlarının “suçu” Cumhurbaşkanının çağrısı üzerine böyle bir yatırıma kalkışmış olmaları mı? yani bütün mesele bu kadar basit mi?
Bu ülke de geçmişde de çok farklı yatırımlara karşı çıkılmış. Bu gün sadece iki tanesinden bahsedeceğim. Şayet bu yatırımlar engellenmeseydi bu gün ülkemiz en az üç misli kalkınmış ve zenginleşmiş olabilirdi.
Birincisi uçak fabrikasının kapanmaya sürüklenmesi. İkincisi ise Türk mühendislerinin tamamen yerli parçalardan ve çok kısa sürede ürettiği devrim otomobillerinin önünün kesilmesi.
Rahmetli Nuri Demirağ’a THK’mu yöneticileri gelip “ istikbal göklerdedir, bize bir uçak al bağışla” diyorlar. O da “ madem ki istikbal göklerde, madem ki göklere hakim olamayan yerleri koruyamaz o zaman bu memlekete daha güzel hizmet edeyim” diyor ve uçak fabrikası kuruyor.
THK dan siparişler alınıyor, uçaklar üretiliyor. Eskişehir’e yapılan deneme uçuşunda plotaj hatası yapılıyor ve bunu bahane eden THK’mu siparişleri iptal ediyor. Bununla yetinirler mi? avans olarak verdikleri parayı geri alıp teminat mektubunu da gelir kaydediyorlar.
Demirağ dönemin Cumhurbaşkanı İnönü ile görüşse de çare bulamıyor. Üretilen uçakları Irak ve İspanya “bize satın” diyor ama uçakların yurt dışına satışı akıl almaz bir şekilde engelleniyor. Bunun gerekçesini çok merak ediyoruz.
Devrim otomobili ise bilindik engelleme. Birilerinin çıkarına dokunduğu için engellenmiş ama bazı “ önemli şahsiyetler!” utanmadan “ biz kim otomobil yapmak kim?” diye açıklama yapmışlar. Yani herşey bu kadar ucuz ve basit. Araca yakıt koyma ve araba yolda kalsın onca emeği ve geleceğimizi yok sayın. Uçak ve otomobil fabrikası üretime devam edebilse belki de bu gün dünya çapında marka olmuş iki tane çok güçlü işletmemiz olacaktı. Ülkemiz çok kötü yönetilmiş ama yine de hiçbir siyasi liderin bilerek ülkemize ihanet edeceğine ihtimal vermiyoruz. Ama durum ortada bu iki önemli üretime engel çıkaranlar ülkemizin geri kalmışlığının müsebbipleridirler.