Bizde bir deyim vardır “Perşembenin gelişi Çarşambadan belliydi.” diye. Fakat bunu futboldan anlamayan! Taraftar farketti ama takımın işi bilen hocası fark edememiş.
Aslında işin başında yani hazırlık maçları oynanırken bu sonuçlar tahmin edilebiliyordu. Şimdi birileri diyecek ki; “Penaltılarımız verilmedi. Penaltılar gol olsa durum değişirdi.” Bu gibi savunmalar gereksiz.
“En büyük mazeret en küçük başarının gölgesinde kalmaya mahkumdur.” Demiş atalarımız. Herkes boş konuşur atalar boş konuşmaz.
Bayram hoca hazırlık döneminde taraftarla polemiğe girerek zaten kredisini riske atmıştı. Taraftarın gönlünü alabilmesi için bütün maçları kazanmasa bile çok iyi oynaması gerekirdi. O da olmadı zaten kızgın olan taraftar artık Bayram hocayı istemiyor.
İlk maça 17 bin taraftar geldi. Bu maçta taraftar 10 binin altına düştü, bir dahaki maça Bayram hoca ile çıkılırsa 4 bine düşebilir. Hocanın iyi ya da kötü oluşuyla ilgili de değil bu durum. Hani kan uyuşmazlığı denilen şey tam da böyle bir şey. Kaldı ki hocanın saha içi ve saha dışı başarısı da ortada.
Gelelim Sayın Başkan Yüksel Yıldırım’a. Sayın Yıldırım Samsunspor futbol şubesini aktifiyle pasifiyle, borcuyla alacağıyla satın aldı. Yani Samsunspor futbol kulübü artık onun. Karı da onun zararı da onun.
Başkan bu işe girerken hem şehre vefa gösterdiğini söylemiş hemde bu işten oyuncu yetiştirerek çok ciddi para kazanabileceğinden bahsetmişti. Bir noktadan sonra karı zararı bizi ilgilendirmez onu bağlar.
Fakat Samsunspor Samsun’un ortak değeridir. SamsunsporSamsunspor’u sevenlerin ruhundadır ve insanlar takıma aidiyet hissediyorlar. Yani Samsunspor’u canlarının bir parçası olarak görüyorlar.
Sayın Başkan Samsunspor’un sahibi olsa bile Samsunspor’u herhangi bir şirketi gibi yönetme hakkına sahip değildir. Yani kulübü belli bir kaide ve kurallara göre yönetmek durumundadır. Samsunspor’a ve Samsun şehrine yakışmayacak hareketlerden kaçınmalıdır.
Bizler, Samsun’un önemli markalarından bazılarıSamsun Yurt Savunma, Sampa, Ulusoy Un, Borsan, Yeşilyurt Demir Çelik, Mets Spor, Afacan Plastik,İfyıl Kaloriferli Soba ve Sayın Yıldırım’ın diğer şirketlerinin nasıl yönetildiğiyle ilgilenmeyiz. Bu şirketlerin Samsun’a ve ülkemize katkılarıyla gurur duyarız ama nasıl yönetildiğini pek önemsemeyiz.
Neden mi? Çünkü Samsun’a katkıları olsa da bir sahipleri vardır ve yönetim şekilleri onları ilgilendirir. Fakat Samsunspor öyle mi? İnsanlar binlerce kilometre yol teper ve deplasmana bile gider.
Kombine alır, forma alır, kongresine katılır ve diğer şirketlere göre ayrı bir sahiplenme vardır. Dolayısı ile bu durumda olan Samsunspor’u kafamıza göre yönetiriz deme hakkınız olmasa gerek.
Başkan Yıldırım tez zamanda duruma el atmalı ve Hikmet Karaman, Samet Aybaba, İsmail Kartal ve hatta Ersun Yanal gibi özgül ağırlığı olan hocalardan biriyle çalışmalıdır.
Artık Bayram hocanın Samsunspor’a bir şey verebilme ihtimali çok düşük, işi sürüncemede bırakmak hem hocaya hem de Samsunspor’a zarar verecektir. Taraftarın küsmesi de cabası…