Bazen başımıza bir şey gelir buna sabrederiz. Bazen istediklerimiz olmaz, hayallerimiz yıkılır da“Olanı hayra yormak gerekir” diye düşünür, susarız. Çünkü neyin hayırlı neyin hayırsız olduğunu biz bilemeyiz yalnızca Yüce Allah C.C. bilir diye düşünürüz.
İslam coğrafyasındaki ülkelere bakarız ve onların bizden perişan halini görür aslında ağlanacak halimize yine de şükrederiz. Oysa insan her şeyin en iyisine layıktır. Bunu biliriz ama gasp edilen haklarımız için mücadele etmek yerine bunu kaderci bir bakışla susarak karşılarız.
Kader yazılanı yaşamak mıdır? Yoksa yaşadığımızın yazılması mıdır? Yazılanı yaşamak ise yazılanı yaşadık diye hesaba çekilmek adaletli midir?
Ya da her insan kendi yolunu kendi çizer ve bu hayatı çizdiği gibi yaşar ise bundan mı hesaba çekilir? Biz, din insanı değiliz bilemeyiz ama insan, irade kullanıp yaptığı yanlıştan hesaba çekilir ve yine yaptığı güzel işlerden mükafatlandırılır diye düşünüyoruz.
O zaman ne yapmak gerekir? Bu soruya yaşanmış bir olay ile cevap verelim. Hem de zor yılları hatırlamış oluruz. Darbe sonrası 1961 seçimleri yapılmış ve sıra Cumhurbaşkanını seçmeye gelmiştir. Cuntacılar Cemal Gürsel’i istemektedir ama milletin ekseriyeti Cemal Gürsel’e karşıdır.
Rahmetli Erbakan Hocam, ile rahmetli Demirel bir çalışma yaparak Cumhurbaşkanı adayı olarak Ali Fuat Başgil’i düşünürler ve onu Ankara’ya davet ederler. Başgil, İstanbul’dan tren ile gelir fakat garda derdest edilir. İki cuntacı komutan onunla görüşür ve Başgil’i tehdit eder.
Başgil tehdide papuç bırakmaz ama “O zaman yeniden darbe olur ve seçimler iptal edilir” denilince millet için senatörlükten istifa eder. Sonuçta aday olmaz ve İsviçre’ye geri döner.
Demirel “Bitti bu iş” diyerek pes eder ama Erbakan Hoca öyle düşünmez ve “Daha 24 saatimiz var başka birini bulabiliriz” diyerek bir şeyi arzu ediyorsanız “Oiş olsun” diye sonuna kadar kovalamanın gerekli olduğunu göstermiş olur.
Hiç karışmayıp kader deyip Cemal Gürsel’e rıza göstermek teslimiyettir.
Demirel gibi “Denedik ama olmadı,” demek çabuk pes etmektir.
Erbakan hocamın tavrı ise sonuna kadar mücadele gerekirdir. Olması gereken de budur. Sonuç olumsuz olursa belki olanı hayra yormak ve sabretmek gerekir.
Hedeflerimiz ve hayallerimiz için sonuna kadar mücadele edeceğiz. Bunun için ne gerekirse yapacağız ama yine de olmamışsa olanı hayra yormak gerekecektir.
Peki olması gereken bir işinize birisinin engel olduğunu görürseniz ne yaparsınız?