Güzel Samsunumuz'dan kısaca bahsedelim.
Samsun, kendisine yurt arayan herkese huzurlu bir liman olmuş, metropoldür.
Samsun, Karadeniz bölgesinin en büyük ve en güçlü şehridir.
Samsun, iki verimli ovaya, Yeşilırmak ve Kızılırmak gibi iki ırmağa sahip bir anakenttir.
Samsun, tarihin her döneminde önemli şehirlerden birisi olmuş, merkezdir.
Samsun, bağımsızlık için kurtuluş meşalesinin yakıldığı şehirdir.
Samsun, kara, deniz, hava ve demiryolu ile ulaşımı bulunan birkaç önemli ve avantajlı ilden biridir.
Samsun, tarıma elverişli toprakların varlığı ve bir ticaret merkezi oluşundan dolayı birçok ilden göç almış bir şehirdir.
Samsun, mübadeleyi de çok yoğun bir şekilde yaşamış bir şehirdir.
Samsun, ifade edildiğine göre mübadele dışında 16 ilden göç almış bir şehirdir.
Samsun, her şehirden, her yöreden gelmiş insanların kaynaşarak huzur içinde hayatlarını sürdürdüğü bir şehirdir. Evet, mübadele ve çeşitli sebeplerle Samsun’a gelenlerin huzurlu bir şekilde çoluk çocuğunun nafakasını kazandığı ve hayatını sürdürdüğü bir şehirdir.
Şehre sonradan gelenlerin yerleşik yaşayanlara oranının çok fazla olduğu bir şehirdir Samsun.
Samsun’da yıllardır yerli yabancı ayrıştırması yapılmaya çalışılıyor. Bazılarına bakıyoruz kendisi de aslen başka bir bölgeden gelmiş olmasına rağmen Samsun’u öyle sahiplenmiş ki, imkanı olsa kendinin de başka bir yerden geldiğini unutup, diğerlerini geri gönderecek.
Aslında bu konu çok nazik bir konu. Yanlış anlaşılabileceğini düşünüp bu konuda yazı yazıp yazmama konusunda kararsız kalıyorduk.
Fakat iki kendini bilmezin sosyal medyadan yaptığı gereksiz ve hadsiz paylaşımlar ortamın gerlimesine sebebiyet verdiği için her şeyi göze alıp bu yazıyı yazıyoruz.
Biz, siz kavramını bile ötekileştirir diye kullanmaktan çekiniyoruz. Ama bazıları gereksiz ve anlamsız bir şekilde konuşup ortamı geriyor.
Evet, Samsun öyle bir şehir ki, iki ırmağı ve iki ovası var. Bu ovalar ve ırmakları iyi değerlendirebilse bütün dünyaya ihracat yapabilecek tarım ürünleri ve süs bitkileri üretebiliriz.
Ve gereğini gerektiği gibi yapabilsek milyonların gıda ihtiyaçlarını karşılayıp yeterli derecede istihdam sağlayabilecek bir şehirdir Samsun.
Oysa karşımızda, Rusya gibi bir pazar varken bunu bile değerlendiremiyoruz.
Bu kısır ve enerjimizi boşa tüketen çekişmeleri bırakıp Samsunumuzu kalkındırmanın ve huzurlu bir hayat sürebileceğimiz bir şehre dönüştürmenin gayreti içerisinde olmalıyız.
Yoksa iş söz söylemeye kalsa söylenecek o kadar söz var ki...
Ama bunların kimseye faydası olmayacağı gibi gerekte yok.
Bu şehir, bu ülke, bu dünya hepimize gelecek nesillerin emaneti.
Onun için insanlar bulundukları yerde kendilerine ve tüm insanlığa faydalı olacak işler yapmalı.
Meseleye böyle bakarsak, bırakın insanların nereli olduğunu dini, dili, ırkı bile bizi rahatsız etmez.
Dünya bize emanet, bu emaneti koruması gereken bizler, millete sunulan imkanları ve güzel hayatı sürdürme şartlarını geliştirmeliyiz.