Çok şükür ki seçimler bitti de millet işine gücüne bakmaya başladı. Gerçi İstanbul’da sıkıntılı durumlar olduğu için sayımlar hala sürüyor.
Ankara sayımları sonucu değiştirmedi ve Ankara Mansur Yavaş’ın zaferi ile sonuçlandı, hayırlı olsun İnşallah. İstanbul’da ise anlatılanlara göre çok çirkin ve organize işler yapılmış. Çirkinden kastımız oy çalınmasıdır. Kimin oyu çalınırsa çalınsın bu çok çirkin bir harekettir. Ama birde bu çalma işi organize bir iş ise birkez daha düşünmek gerekir.
Cumhurbaşkanımız Rusya seyehati öncesi İstanbul seçimleri için “ önemli usulsüzlükler tesbit edildi, İstanbul’un tamamında şaibe var. Bunun için yetkili mercilere suç duyurusunda bulunduk, hukuki olarak ne gerekiyorsa yapılacak” diye açıklama yaptı.
İstanbul ne olur bilemiyoruz ama görünen o ki 2023 Cumhurbaşkanlığı seçiminde Reisin karşısında büyük bir ihtimal sayın Ekrem İmamoğlu olacak gibi gözüküyor.
Başkanlık, oy sayımları sonucu Akpartiye geçerse Akparti başkanlığı hak ederek alsa bile buna bakılmaksızın birileri ileri geri konuşacaktır.
Şimdi soru şu? Bu seçimi hak eden mi kazanmalı yoksa bu sayım durdurulup başkanlık İmamoğlu’na mı verilmeli? Bize göre şaibe olduğu söylenen yerlerdeki oylar yeniden sayılmalı ve hak yerini bulmalı, kim kazanmışsa başkanlık ona verilmeli. Ancak böyle olursa kamu vijdanı zedelenmeyecektir.
Akparti oy sayımı sonucu başkanlığı kazanırsa mağdur pozisyonuna düştüğü algısı oluşturulacak olan İmamoğlu ilk seçimlerde daha güçlü olarak Cumhurbaşkanı adayı olabilir.
Tüm siyasiler “ Kim kiminle birlikte, karşı taraf vatan haini” gibi sivri bir dil kullanırken kimse kendi durumunu sorgulamadı. Oysa herkes birileri ile birlikte hareket etti. Bu seçimde CHP HDP ittifakı normal görülebilirdi fakat aynı CHP ile İYİ parti ittifakı olmasaydı. Evet birilerine göre bu seçimde birtek eğreti duran HDP ile gayri resmi ittifak yapmış olan CHP ile ittifak yapan İYİ partinin durumudur. Ama bunu İYİ partililer içlerine sindirdiyse bize söz düşmez.
Yerelde ise ilkadım ve Atakum belediyesi millet ittifakının yönetimine geçti. Samsun ve İstanbul ile ilgili öyle ilginç iddialar konuşuluyor ki insan duyunca tüyleri diken diken oluyor.
Kim kimi desteklemiş, kim kimi niye desteklemiş bunları duyunca insan üzülüyor. Yani herkes herkesi eleştiriyor ama kimse kendi yaptığına bakmıyor.
Bu oy ve destek geçişlerinin en önemli sebebi “ o makam benim hakkımdı, bana verilmedi. Bizi kimse adam yerine koymadı ve biz bu adayı istemedik genel merkez aklını başına almalı” gibi gerekçelerdi. Samsun böyleydi ama İstanbul için öyle bir iddia bilgisi geldi ki yenir, yutulur gibi değil.
Şayet öyle ise önümüzdeki günlerde ülkemizde yer yerinden oynayabilir.