Siz bilmezsiniz! Yöneticilerimizin yada büyüklerimizin bir bildiği vardır diye çokça ve sıklıkla duyduğumuz sözler hepimizin ruhuna işlemiştir. Ülkemizde bir siyasi partiye yada bir cemaate müntesipseniz bulunduğunuz yerin hatalarını göremez yada görmek istemezsiniz. Bunu, siyasi partilere oranla cemaatlerde daha çok görürüz ama konumuz siyasi partiler olduğu için cemaatleri es geçiyorum. Bizim kültürümüzde Baştakine itaat vardır. Bu Padişah’ta olabilir, Han’da olabilir, Hakan’da olabilir, Sultan’da olabilir, Cumhurbaşkanı yada siyasi parti Genelbaşkanı da olabilir. Kimse kendi siyasi partisinin koca, koca hatalarını görmez de rakip siyasi partilerin küçük hatalarını büyütür durur. Cevap hakkı doğmasın diye parti adı yada isim zikretmeyeceğim. (Bu arada çocuk cinayetlerinde artış olmasının başka sebepleri de olabilir bu durum yetkililer tarafından mutlaka araştırılmalıdır. Ayrıca ona bir parantez açayım dedim)
Ülkemizde idam cezası nasıl kaldırıldı, kimler neden kalksın dedi ve bu durum Avrupa Birliği müktesebatına göre kimler tarafından garantiye alındı herkes biliyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti idamı getirmek istiyorsa Avrupa Birliği ile ilişkileri bitirmek zorundadır. Avrupa Birliği ülkeleri ile çok ciddi ticari bağlantılarımız var. Böyle bir kararın alınmasının ekonomimizi nasıl etkileyeceği aşikardır. Biz bu bedeli ödemeye hazırız yeterki idam çıksın diyenler yarın ekonomi kötüye gidince eleştirmeye başlarlar. Buna rağmen yine de bu konu refaranduma götürülmeli diye düşünüyoruz. Ülkemize artısı ne olur eksisi ne olur ortaya konulmalı, buna millet karar vermeli.
Ama bu durum tez bir çözüme kavuşturulmalı, idam cezası çıkamıyorsa başka bir çözüm olabilir. Bu çözüm nasıl olabilir? ben bilmem ama mesela “Ayşe tatile çıkabilir!” keşke Cumhurbaşkanımız bu durumu açık yüreklilikle söylese de millet boş yere beklentiye girmese. Zaten hükümet istese de meclis bu aritmatikle sanırım idam yasasını çıkaramayacaktır. Bunu bütün iktidar partili kardeşlerimiz bildiği halde eveleyip, geveleyerek adeta aklımızla alay ediyorlar. Oysa bu millet, iktidar partisini açık sözlü, açık yürekli ve hata yapınca hatasını kabul ediyor diye yıllardır zirvede tutmuyor mu? Evet öyle. Fakat bunu gören iktidar partili kardeşlerimiz “ama” gibi herşeyi meşrulaştırıcı bir savunmayla yanlışı savunabiliyorlar. Bu biat kültürüne bir örnektir. Ana muhalefet partisi de çok farklı değil. Atatürk gibi çok önemli kırmızı çizgisi olan bir partimiz her platformda Atatürk’e hakaret eden siyasi parti görünümlü ama terörle özdeşleşmiş bir siyasi partiyi! destekleyerek meclise girmelerini sağlayabiliyorlar ve bununla da övünebiliyorlar. Peki bu bir çelişki midir? bize göre öyledir ama bunu dillendirme cesaretini gösterebilecek ne bir partili nede gerçek bir Atatürk’çüye rastlayamıyoruz. Bu da biat kültürünün bir yansımasıdır.
Yine mazisi ilkelerle anılan ama şuan için oy bakımından yok mertebesinde olan bir siyasi parti yıllarca “ biz seferden sorumluyuz zaferden değil” demişken yine yıllarca “ Kraliçenin ajanı!”diye itham ettikleri kişiyi aday gösterebilmek için verdikleri mücadele ortada. Sonra bunlar hiç yaşanmamış gibi bu durumu savunmaları da akıl alır gibi değil. Bu da biat kültürüne bir örnektir. Ama bir siyasi partiye bağlanmış olmak bunun kaçınılmaz sonucudur. Sadece görmek istediklerinizi görürsünüz. Belki de biz yanılıyoruzdur! gerçekten biz bilmeyiz onlar bilir! biz anlamayız onlar anlar! Belki de bütün siyasi parti Genel Başkanları doğrusunu yapmıştır biz bilemeyiz! Belki de iktidar partisi Genel Başkanı listeleri bilerek böyle tepki alacak şekilde yapmıştır!
Ülkemiz çok sıkıntılı süreçten geçerken Devletin bekası için hükümete destek veren siyasi partiyi hedef tahtasına koyup o partiyi yok atmek isteyenlerin oyununu bozmak için, bir nevi kendi tabanını o partiye yönlendirmiştir! Evet belki de öyle olmuştur biz bura da bazı şeylere boş yere kafa yoruyoruzdur. Bildiğimiz birşey varsa oda olanı hayra yormak. Belki de bu sonuçlar milletimize ve Devletimize hayırlı olacaktır. BİZ BİLEMEYİZ!