Yabancı oyuncu farkı diye başlık attım çünkü iki takımın yabancıları skoru belirledi. Bir takımın yabancıları yaptıklarıyla, bir takımın yabancıları da yapamadıklarıyla sonucu belirledi. İki takımın yabancılarına yer değiştirsek skor ne olurdu bir düşünelim.
Samsunsporda eksik oyuncu olması tabii ki bir dezavantaj ama dışarıdaki oyuncular da oynayanlarda bu takımın bir parçasıdır. Maçı kazanan İstanbulspor’u tebrik etmek gerekir çünkü her hattıyla Samsunspor’dan iyilerdi ve bütün yabancı oyuncuları da sahadaydı. Bizim yabancılar ise sahadakiler de saha dışındakilerde oyunda yoktu. İstanbulspor, rakibi Samsunspor’u taktiksel açıdan da iyi analiz etmiş ve en önemlisi de bütün takım maçı kazanmayı Samsunspor’dan daha fazla istedi.
Maçı kazanmak istemek sahada mücadele etmek ve doğru işleri yapmakla oluyor. İstanbulsporlu oyuncular çok doğru işler yaptı. Hücum hattı maç boyunca sürekli pres yaptı. Defans ve orta saha bize top yapacak alan bırakmadı. Samsunspor'da mecburen topu altı pasa şişirdi durdu. Kalecinin boy avantajı ve yan toplarda iyi olduğu bilindiği halde ısrarla yüksek top oynadık. Rakip takım kalecisi de zorlanmadan gelen topları topladı.
Korner atışı kullanıyoruz bir oyuncumuz bile topa hamle yapmıyor herkes siniyor bekliyor. İlk topu rakip sektiriyor dönen topa da giden bir oyuncumuz yok. Durum böyle olunca da topa hamle yapan oyuncular maçı farklı kazanıyor. Yani topa giden takım, topu bekleyeni takımı yendi bu doğal bir sonuç değil mi?
Elimizde bulunan kadro bu. Bu takımın başarılı olması için oyuncuların sahada kora kor mücadele etmesi ve maksimum performans göstermesi gerekecek. Durarak garantiye oynama oyunundan vazgeçip çabuk ve direk rakip kaleye giden bir oyun sistemi geliştirmemiz gerekecek. Aksi taktirde hayal kırıklığı kaçınılmaz olacaktır. Bursaspor’un Balıkesirspor’a attığı 2. gole bir bakın ve çabuk oyun nasıl maç kazandırıyor görün.
Kubilay konusunda Ertuğrul Hoca maalesef haklı çıktı ve “Kubilay’ı neden oynatmıyorsun” diye eleştiri yapan ben dahil herkes mahcup oldu. Ben Kubilay’ın çalım denemesine ve top kaptırmasına kızmıyorum çünkü çalımı başarırsa gol atma ihtimalin olacak. Ben Kubilay’a kaptırdığı topun peşine gitmediği için kızıyorum.
Ertuğrul Hoca hafta içi basın toplantısı yaptı ve yazarları eleştirdi. Aslında Samsun basını ve spor yazarları Türkiye’de takımına her halükarda sahip çıkan ender basınından birisidir. Tabii ki eleştiri yapılacak. Aslında bu eleştiriler hocaların bakış açısını değiştirme ve fikir jimnastiği yapması bakımından bir avantajdır. Mesele bir yazar demiş ki; “Böyle giderse yenilgi kaçınılmaz olur.” Hoca bunu eleştirdi. Keşke uyarıyı eleştireceğine dikkate alıp tedbir alsaydı.
Eleştiri önemli çünkü her yazar farklı bir bakış açısı ortaya koyar. Sen hoca olarak yine kendine göre en doğrusunu yaparsın. Ertuğrul Hocanın söylediği bir doğu var.O konuda hoca çok haklı “Kimse bize şampiyonluğu hediye etmeyecek.” diyor. Bu çok doğru bir tespit. Samsunspor şampiyon olacaksa şampiyonluğu söke söke alacak ama bu oyun anlayışıyla inanın işimiz çok zor.
Peki biz ne diyoruz? Samsunspor böyle kısır ve yana geriye oynarsa şampiyon olması kolay olmaz. Onun için oyun mantığımızı değiştirmemiz gerekiyor. Tabii ki bu bir oyun yenmekte var yenilmekte. Bazen çok basit bir pozisyonu gol yapamazsınız rakip gelir atar ve galip gelir ama bu maç bir öyle olmadı. Rakip çok iyi hazırlanmıştı Samsunspor da her hattıyla bir o kadar kötüydü.
Ertuğrul Hoca birinci golden önce faul olduğunu iddia etti. Belki de fauldür ama bir stoper kendisini o kadar kolay yere bırakamaz. Peki bir takımın defansı o kadar basit ve üst üste çalım yiyebilir mi? Tabii ki yer ama şampiyonluk hedefi olan takımlar değil.
Daha işin başındayız. Bu takım kendisine yakışanı yapacaktır. Şayet yapamaz ise tıpkı 2. Lig’deki gibi çift dikiş yaparız. Samsunspor’u desteklemekten vazgeçecek değiliz ya her halükarda ve sonuna kadar SAMSUNSPOR.