“Bir insanın yaşayıp yaşamadığını, atan nabzından değil, onurlu duruşundan anlarsınız.” (Ernesto Che Guevara)
Yarım asır önceydi.
1970’te Sendikalar Yasası ,AP ile CHP’nin işbirliğiyle değiştirilmiş. Türkiye İşçi Partisi
ise Anayasa Mahkemesi'nde iptal davası açmıştı.
Yapılan değişiklik, işçilerin sendika seçme özgürlüğünü önemli ölçüde kısıtlamakta, sendika değiştirmeyi güçleştirmekteydi. Amaç, Türk-İş'ten DİSK'e işçi akışını önlemekti.
DİSK ve bağlı sendikalar yeni yasaya tepki gösterdiler. İşçiler greve giderek, 15 Haziran 1970 sabahı, İstanbul'un belli başlı merkezlerine doğru yürüyüşe geçtiler. Anadolu yakasında başlayan yürüyüş kentin her yanına yayıldı ve akşama kadar sürdü. 16 Haziran'da ise Gebze'den başlayan yürüyüş, Kadıköy İskele Meydanı'na ulaştı;15- 16 Haziran'daki eylemler kentin her yanına yayıldı. Valilik, Haliç üzerindeki iki köprüyü de açtırarak eylemcilerin birleşmesini engellemek istemesine rağmen ,gösterilere pek çok fabrikadan 75.000 dolayında DİSK üyesi işçiyle birlikte çok sayıda Türk-İş işçisi de katıldı.
Meydana gelen olaylarda 2 işçi, 1 polis ve 1 esnaf yaşamını yitirdi. Yurdun diğer bölgelerinde de çeşitli olaylar yaşandı. Olayların birinci günü akşamı Bakanlar Kurulu 60 günlük sıkıyönetim ilan etti.
Anayasa Mahkemesi, açılmış olan davaları daha sonra karar bağlayarak, söz konusu yasa değişikliklerini iptal etti.
DİSK ve bağlı sendikaların yöneticilerinin çoğu hem12 Mart’ta,hem12 Eylül’de sıkıyönetim mahkemelerince yargılandılar ve tutuklandılar…
DİSK Genel Başkanı Kemal Türkler katledildi…
15-16 Haziran, ”Türkiye’yi Sarsan İki Uzun Gün” olarak tarihteki yerini aldı.
İşsizliğin, yoksulluğun, güvencesiz çalışmanın egemen olduğu bir ortamda; var olan kısıtlı hakların bile ortadan kaldırıldığı, kidem tazminatlarına el konulmaya çalışıldığı bir dönemde dayanışmanın ve örgütlü mücadelenin emekçiler için güncelliğini ve öğreticiliğini ortaya koymak açısından önemini korumaya devam ediyor…