“Üşümesin diye üstünü örttüğünüz birinin cenazesine katılmadan dünyayı anlayamazsınız.”
Bu kaçıncı insan kıyımıdır, biz ağlamaktan yorulduk; ama aç gözlü bir avuç insanın gözü doymadığı için öl(dürül)meye devam ediyoruz…
Kartalkaya’da ölenlerin çoğu çocuktu, gençti.
Oysa çok basit önlemler alınmış olsaydı bu çocuklar şimdi yaşıyor olacaklardı.
Tıpkı Soma’da madende, tren kazasında, 6 Şubat depreminde olduğu gibi…
Bizi kader diye kandıramazsınız. Çünkü hiçbir kutsal kitap iyi, namuslu insanların, aç gözlü namussuzların çıkarları için öldürülmesini kader olarak açıklamaz. Kim söylüyorsa bilin ki, sizi kandırmak için yalan söylüyordur…
Kim ne derse desin işler iyiye gitmiyor.
Siyaset dibe vurmuş durumda: Bunca sorun varken tek adam otoritesine dayalı bir iktidar; onlardan daha basiretsiz, politika üretemeyen, kendi kitlelerine dahi güven veremeyecek yetersizlikte, umutlarını iktidarın başarısızlığına bağlayıp ondan medet uman, sorunları çözmek şöyle dursun, toplumun siyasete dair umutlarını tüketmekten başka bir işe yaramaz durumda muhalefet partileri…
Üniversiteler sus pus. Sendikalar, odalar, kitle örgütlerinin çoğu da kendi ballı maaş ve ödeneklerinden başka bir şey düşünemeyip küçük iktidarlarını kaybetmemek telaşında. Bunların dışındaki gençlik, işçi ve emekçiler ya örgütsüz durumda ya da kendi içlerinde bir bütünlük oluşturamadıkları için etkisizler.
Konuşanlar, yazanlar yoğun baskı altında…
Bütün kurumlar dökülüyor; eğitim, sağlık, güvenlik ve yargı başta olmak üzere kamu kurumlarına toplumun güveni iyice azalmış durumda.
İnsan ilişkileri çürümüş; güvensizlik, ötekileştirme, husumet ve sevgisizlik her yanı sarmış. Uyuşturucu, hırsızlık, dolandırıcılık, fuhuş, cinayet gibi suçlarda korkunç artış var.
Sorunları düzeltmesi gerekenler, durumun vahametinin ya farkında değiller ya da sorunların görmezden gelinerek yok olacağı gafleti içindeler...
"Evler, dükkanlar, camlar tahtalar onarılırdı elbet.
Peki ya insanlar.
Ya onların yaraları, yıkıntıları, yangınları.
Onlarda mı unutulacak,
Ateş yine düştüğü yeri mi yakacak!