“En kötü barış, en haklı savaştan daha iyidir.”
Yıllardır ‘Kürt Sorunu' da dahil her türlü demokratik hak ve özgürlük mücadelesinin karşısında şiddet kullanmak da dahil en acımasız biçimde mücadele etmiş, toplumun en milliyetçi kesimlerinin desteğini alan bir siyasi hareketin temsilcisi MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Öcalan gelsin, mecliste konuşsun, örgütün feshedildiğini açıklasın…” çağrısını yapınca, sağdan-soldan “tövbe tövbe, başımıza taş mı yağacak, neler oluyor !…” diye şaşkınlık yaşayanlar çok oldu.
Öcalan beklenen o açıklamayı yaptı. PKK’nin kurulduğu dönemdeki ülke, bölge ve dünyadaki koşulların değiştiğini; ayrılık, federasyon vb talepler yerine “Kürt Sorunu”nun demokratik siyaset ve hukuk kuralları zemininde çözülebilmesinin mümkün olduğunu; bu nedenle silahların bırakılmasını, örgütün kendini feshetmesini istemiş ve bu çağrının “tarihi sorumluluğunu” da üstüne aldığını vurgulamıştır…
PKK, 1 Mart itibarıyla ateşkes ilan ettiğini açıklamıştır.
Bu zamana kadar "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bu işin neresinde …” diye soranlara cevap gecikmemiş Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Süreci kimsenin provoke etmesine izin vermeyeceğiz…” diyerek gelişmelerin tam da içinde olunduğunu ve sahiplenildiğini belirtmiş oldu.
Kulislere yansıyan bilgilerden, zaten bir yılı aşkın süredir, siyasetçi, hukukçu ve akademisyenlerden oluşan geniş bir ekip tarafından çalışmaların yürütüldüğünü de öğrendik.
Yukarıda zikredilen aktörler dışında kalan siyası ve toplumun muhtelif kesimlerden olumlu ve olumsuz tepkiler geliyor, gelmesi de doğaldır. Uzun zamandır yaşanan bunca acı ve gözyaşının yarattığı duygusal yıkım, geçmişte barış için yapılan girişimlerden sonuç alınamaması ve sürecin zor geçeceğine dair kaygıların hepsinin belli ölçüde haklılık payı vardır. Ama, imkansız değildir.
Bu aşamada, tek tek toplumun tüm bireylerine, örgütlü kesimlere, akademik çevrelere, en çok da barışa susamış bu toprağın emek-barış-demokrasi aşığı insanlarına çok büyük sorumluluk düşmektedir.
Barış, toplumun geniş kesimlerinin mutabakatıyla inşa edilebilir.
"Ve dünya öyle büyük, öyle güzel, öyle sonsuz ki deniz kıyıları her gece hepimiz yan yana uzanıp yaldızlı kumlara yıldızlı suların türküsünü dinleyebiliriz...”
Barışa bir şans değil, bin şans daha versek inanın emeğimiz boşa gitmeyecektir.