Siyasi iktidar tarafından kitlelere, her ne kadar “kriz yok, bu dış güçlerin oyunu, bizi ekonomik olarak zorlamaya çalışıyorlar, ekonomimiz şaha kalktı ...” tarzı açıklamalar yapılmış olsa da sonuç ne yazık ki değişmiyor. Salgına boş bir hazineyle yakalanan Türkiye’de, dövizdeki artışın piyasadaki fiyatlara yansımasıyla, çarşı pazar yangın yerine dönmüştür. Şirket iflasları, işten çıkartılan işçiler, kapanan işletmeler, artan işsizlik ve yüksek enflasyon da cabası…
Üst üste alınan ekonomik kararlara rağmen, döviz ve mevduat faizleri daha da artmış, gerçek enflasyon da açıklanan oranların çok üstünde gerçekleşmiştir. Bu durumda yeni zamlar ve vergi oranlarında önemli artışların yapılması da kaçınılmaz olacak,ücretler fiyatların altında kalmaya devam edecektir…
Enflasyon dar gelirli, sabit ücretli insanların yoksullaşması demektir. Bu rakamların düşük gösterilmesinin asıl nedeni ücreti ile yaşayan geniş halk kesimlerinin ve asgari ücretin düşük tutulması içindir. On liranızla on tane simit alırken, zam geldiğinde, eğer altı simit alıyorsanız, dört tanesi alınmış, bir başka yere veya kişiye aktarılmış demektir. İster borç ödemelerine aktarılsın, ister kamu harcamalarına, ister başka yere…Sonuç değişmez, siz yoksullaşır, krizin faturasını da siz ödemiş olursunuz.
Yıllarca dışarıdan alınan borçlar ve halktan toplanan vergiler üretime değil tüketime harcanmıştır. Dışarıdan yapılan ithalat, içeride başta tarım ve hayvancılık olmak üzere üretimin neredeyse durma noktasına gelmesine neden olmuştur.
Hesapsız harcamalar sonunda oluşan, aşırı kamu ve özel sektör borcu, kolay çevrilemez olunca kriz ortaya çıkmıştır. Artık dışardan ve içerden ucuz para bulmak mümkün değildir. Sadece bu yıl çevrilmesi, ödenmesi veya yapılandırılması gereken borç,150 milyar doların üzerindedir!..
Ekonomi belirleyicidir. Bundan sonraki sosyal ve siyasal olayları yaşanan ekonomik durumun nasıl etkileyeceğini hep birlikte yaşayıp göreceğiz.
Bütün bu olumsuz verilere salgının yarattığı yıkımı eklemek gerekir. Önümüzdeki en az iki üç yıl, bu ekonomik krizin etkilerini yaşayacağız. Daha sade bir yaşam, daha az tüketim, daha sağlıklı bilgilendirme ve daha çok yardımlaşma ve dayanışmaya ihtiyacımız olacak…