Uruguay’ın efsanevi eski devlet başkanı José Mujica kansere yenik düştü. Latin Amerika solunun simge ismi “dünyanın en fakir başkanı” 89 yaşında hayatını kaybetti.
Onun için dokuz yıl öne yazdığım “Karıncayı Örgütlemek”ten bir bölümü aşağıya alıyorum.
(Ülkemize gelip pek çok toplantıya da katılarak yaşam öyküsünün anlatıldığı “İktidarda Bir Kara Koyun, Saraysız Başkan” kitabıyla ilgili söyleşiler yapan, Uruguay’ın, emekli olmuş “dünyanın en yoksul” devlet başkanı ünvanlı 80 yaşındaki Mujika’dan söz etmek istiyorum bugün.
Şimdi, başkentin dışında eşine ait bir çiftlikte -istemediği halde- iki koruma ve bir ayağı olmayan köpeğiyle yaşayan, “Bunca evsiz varken, onlarca odalı evlerde yaşayan insanlara hayret ediyorum, İnsanlar yaşamlarını tüketecek şeyler almak için yaşamlarını tüketiyorlar.”
Ülkemizle ilgili değerlendirmesi sorulduğunda da, ”benim sizin ülkenizle ilgili değerlendirme yapmam uygun olmaz” diyen Mujica’dan…
Che’den etkilenerek 24 yaşında Tupamaro gerillalarına katılmış, altı kez vurulmuş, tecrit altında 14 yıl hücrede (kitapsız, görüşmesiz, insansız…) hapis yatmış, arkadaşlarının çoğu bu yüzden akli dengesini kaybetmesine rağmen akıl sağlığını karıncalarla kurduğu örgütsel ilişkiyle korumuş, “Nasıl yani” diye sorulduğunda “onlara isim verdim, görev verdim, onlarla konuştum, onları örgütledim…” diye açıklayan,
İçerden çıktıktan sonra, önce tarım bakanı, ardından devlet başkanı seçilen, sonra da emekli olan, emekli maaşının büyük bölümünü yardım kuruluşlarına bağışlayan ve “saraysız başkan” diye anılan Jose Alberto Mujıca Cordano, yüzlerce zengin başkanın olduğu dünyada, halkın içine korumasız, konforsuz, parasız ama, sadece hüsnü kabulle girebilen tek devlet başkanı… “Zengin olmak isteyen eninde sonunda ruhunu şeytana satar!” demişti…)
PKK’nin önce ateşkes kararı alıp ardından kendisini feshetmesinin yankıları sürüyor. Bu konuda değişik çevrelerden farklı tepkilerin gelmesi de doğaldır.
Ancak, asıl olması gereken “kalıcı bir barışı nasıl sağlayabilir, ekmeği nasıl çoğaltıp hakça bölüşebiliriz ve bunun için ben ne yapabilirim” diye düşünmemiz gerekiyor…
Gelecekte iyi-kötü yaptıklarınızla hatırlanırsınız elbette.
Herkes ölür, kimi toprağa kimi kalplere gömülür!
Pepe, kendisinin de köpeği Manuela’nın yanına, çiftlikteki sekoya ağacının altına gömülmek istediğini açıklamıştı.
Hücrende örgütlediğin karıncalarına kavuştun sonunda…
Güle güle Pepe!...