“Bir toplum gerçeklerden ne kadar uzaklaşırsa
gerçeği söyleyenlerden o kadar nefret eder. George Orwell.”
Ülkemiz felaketlerle çalkalanıyor. Elazığ depreminin ardından Van’da yaşanan çığ felaketinde yüzden fazla insanımızı kaybettik. Ülkemizin ve halkımızın başı sağ olsun. Her iki felakette insanlarımızın ölümlerini engellemek mümkün olabilirdi, eğer gerekli önlemleri alabilmiş olsaydık!..
Bizim için sorun bu kadarla da kalmıyor. Bir de Irak, Suriye ve Libya başta olmak üzere pek çok ülkede asker bulunduruyoruz. Ne için?.. Bu askerlerin çoğu ölümle burun buruna yaşıyor ve sıkça şehit ateşi düşüyor Anadolu’daki yoksul hanelere. Genç kadınlar dul, küçük çocuklar da yetim kalıyorlar…
Yazılı tarihin son 3500 yılının sadece 27 yılını savaşsız geçirebilmiş insanoğlu!
Oysa biz Kurtuluş Savaşı’nı yaşamış, öncesinde ve savaş sırasında yaşanan acılarla tecrübe etmişiz ki “Ulusların kaderi tehlikeye düşmedikçe savaş bir cinayettir.” Yurtta ve dünyada barışı da bu yaşadıklarımız sonucunda ilke edinmişiz. Ama, son yıllarda uygulanan dış politikalar neticesinde Ortadoğu’da savaşın göbeğindeyiz…
Öte yandan, savaşta yaşamını kaybedenleri unutarak ve ülkelerini terk etmek zorunda bırakılan Suriyeli insanların ülkemizde “çok rahat” yaşadıkları yalanına inanan pek çoğumuz, kendi dertlerimizle boğuşurken, onların yaşadığı acıları göremiyoruz bile…
Her 37 Suriyeli göçmen çocuktan 1’i beşinci yaş gününe ulaşamadan ölüyor!.. Biliyor musunuz?
Ankara’da, temiz ve aydınlık kafalı olduğu için işsiz bırakılan bir grup genç gazeteci tarafından çıkartılan “Gazete Rüzgarlı”, Hacettepe Üniversitesinin hazırladığı “Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması Suriyeli Göçmen Örneklemi Raporu” nu yayınladı. Bu rapora göre; Türkiye’deki Suriyeli göçmenler arasında akraba evliliği oldukça yaygın ve evli kadınların yüzde 46’sı eşleri ile akraba olduklarını beyan etmişler .Suriyeli göçmen kadınlar için toplam doğurganlık hızı kadın başına 5,3 çocuk. 15-19 yaş aralığındaki adölesan dönemdeki kadınların yüzde 39’u ya çocuk sahibi ya da gebe. Ancak; 15-49 yaş aralığında evli Suriyeli göçmen kadınların yarısı başka çocuk sahibi olmak istemiyor aslında…
Bizdeki yaygın kanı, onların bu durumdan memnun oldukları yönünde!.. Siz olsanız, bu durumdan memnun olur muydunuz?
Çocuk her yerde çocuk, kadın her yerde kadındır…Savaşları onlar çıkartmaz, ölümleri onlar kutsamazlar!..
“Başka yöne bakmayı deneyin bir de isterseniz!.. Yoluma dikenler dikmeyin, belki yarın bana yalınayak gelirsiniz”, diye bir söz de var!..
Biliyoruz ki, İnsanoğlu açgözlülüğü ve bağnazlığı yok edemediği sürece barış bir hayaldir; ama, Erasmus ’ un dediği gibi ”Işık ver, karanlık kendiliğinden dağılır!”
Bir umut var,
O umut neden sen olmayasın!..