Son günlerde siyasette dönen dolaplar,
Ve hafta sonu Bursa’da yaşananlar,
Ülkemizde yıllardır yaşananlardan ders alınmadığını,
Bu kanlı düşmanlık sürecinin neden sonlandırılmayıp
Kritik dönemlerde vizyona sokulan kullanışlı bir aparat olduğunu,
Ama, bunun ülkemizin yoksul halklarına bir yarar sağlamadığını,
Siyaseti çıkar çevreleriyle el ele verip
Ülkeyi yağmalama aracı olarak görenlerin
Sürekli sahnelediği bir oyun olduğunu,
Bu çakal sürüsünün,
İçerden ve dışardan müttefik bulmakta hiç de zorluk çekmediğini
Gösteriyor.
Yaşar Kemal, Vasiyet ’inde,
“Bir,
benim kitaplarımı okuyan katil olmasın,
Savaş düşmanı olsun.
İki,
İnsanın insanı sömürmesine karşı çıksın.
Kimse kimseyi aşağılayamasın.
Kimse kimseyi asimile edemesin.
İnsanları asimile etmeye can atan devletlere,
Hükümetlere olanak verilmesin.
Benim kitaplarımı okuyanlar bilsinler ki,
Bir kültürü yok edenlerin kendi kültürleri,
İnsanlıkları ellerinden uçmuş gitmiştir.
Benim kitaplarımı okuyanlar
Yoksullarla birlik olsunlar,
Yoksulluk bütün insanlığın utancıdır.
Benim kitaplarımı okuyanlar
Cümle kötülüklerden arınsınlar” demişti.
“100 siyah karınca ve 100 ateş karıncasını toplayıp
Bir cam kavanoza koyarsanız hiçbir şey olmaz.
Ama kavanozu alır,
Şiddetle sallar ve masanın üzerine bırakırsanız,
Karıncalar birbirini öldürmeye başlayacaktır.
Kırmızı siyahın düşman olduğuna inanırken,
Siyah kırmızının düşman olduğuna inanır.
Oysa, asıl düşman kavanozu sallayan kişidir.
Aynı şey toplumlar için de geçerlidir.
Erkek, Kadın,
Siyah, Beyaz,
İnanç, Bilim
Genç, yaşlı vb ...
(Türk, Kürt, Alevi, Sunni)
Birbirimizle savaşmadan önce kendimize sormalıyız:
Kavanozu kim salladı “,diye