Dezenformasyon Yasası, iktidarın istediği gibi mecliste yasallaştı.
Yasa, iktidarın istemediği, beğenmediği veya işine gelmeyen her haberi, bilgiyi, sosyal medya paylaşımını bu yasaya dayanarak, “halkı yanlış bilgilendiriyorsunuz” gerekçesiyle cezalandırabilecek. Ayrıca seçim sürecinde,halkın başta geçim sıkıntısı olmak üzere onca sorunu ortada dururken alelacele bu yasanın çıkartılması telaşı ,geleceğe dönük ip uçları vermesi açısından da önemli…
Muhalefet bu yasayı doğal olarak Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle AYM’ye götürecek.
Anayasanın 26.maddesi“Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet Resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar.”diyor. AYM’nin -kendini inkar etmez ise- bu yasayıyukarıdaki maddeye dayanarak Anayasaya aykırı bularak iptal etmesi gerekiyor.
Öte yandan muhalefete sopa gösterilirken iktidar mensupları yalan yada doğru olduğuna bakılmaksızın akıllarına her geleni söylemeye devam edebilecekler…
Maliye Bakanı, ”Neo klasik ekonomi düşüncesinden, epistemolojik bir kopuşu temsil eden heteredoks yaklaşım, günümüzde giderek ön plana çıkan; davranışsal ekonomi ve nöroekonomiyle daha fazla önem kazanmaktadır.”derken,
AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal da, Kahramanmaraş Uluslararası 8. Kitap ve Kültür Fuarı'nda “Cumhuriyet; bizim lügatimizi, alfabemizi, dilimizi hasılı bütün düşünme setlerimizi yok etmiştir” dedi. Oysa kurulan her devletin kendi kültürünü yarattığını, Osmanlının devraldığı kültürün Arap-Fars karması bir kültür olduğunu ve saray çevresiyle sınırlı kalıp halka ulaşmadığını, yıkıldıktan sonra da geçerliliğinin doğal olarak ortadan kalkacağını o da çok iyi bilir. Ama, halkı avutmak için bu ve benzeri dezenformasyon hikayeleri uydurmak gerekiyor. Onların söyledikleri yasa kapsamına girmiyor çünkü…
Şahan Gökbakar(Recep İvedik) da bu konuşma üzerine sosyal medyada Arapça öğrenilirken yapılan aşağıdaki bir dil alıştırma çalışmasını paylaşarak “lügat, dediğiniz bu mu”, demek isteyince kıyamet koptu…
“A eyli ala ula da amburleyli ap up
Ba beyli bala bula da bamburleyli bap bup
Ca ceyli cala cula da camburleyli cap cup
Da deyli dala dula da damburleyli dap dup
E eyli ala ula da emburleyli ep up
Fa feyli fala fulada famburleyli fap fup
Ga geyli gala gula da gamburleyli gap gup…”
Bu paylaşımı beğenenlerin dışında, karşı olanların hemen hepsinin açıklama veya düşüncelerinibelirtmek yerine; küfür, hakaret ve tehdide dayalı bir “lügat” ile saldırıya geçmiş olduklarını görünce, bu insanların kendilerini toplumsal sisteme bütünüyle tahkim etmeleri durumunda, ülkede yaşamanın iyice zorlaşacağını bir kez daha düşünmeden edemedim…
Tolstoy’un dediği gibi “Sevgiyi gerçek kılan şey mücadeledir. Sevdiklerini kaderebırakamazsın.”
Bizim lügatımızda da sevdiklerimizi kadere bırakmak yok zaten!..