Eğitimde istediğimiz niteliği sağlayamadığımız için zevahiri nasıl kurtarırız, kaygısıyla sınav sistemiyle oynayıp duruyoruz.
Hani bir söz vardır: Okullar olmasaydı bu maarifi yönetmek ne kadar kolaydı, diye. Ama okullar da var, 22 milyona yakın öğrencimiz de var; ancak, onları mutlu edecek, sağlıklı eğitip geleceğe güvenle bakmalarını sağlayacak bir eğitim sistemimiz ne yazık ki yok!
Yükseköğretim Kurulu (YÖK), 2022 Yükseköğretim Kurumları Sınavı'ndan (YKS) itibaren ön lisans ve lisans programlarını tercihte 150 ve 180 olan TYT ve AYT baraj puanları uygulamasının kaldırıldığını açıkladı.
Daha önce sınav puanının hesaplanması için 0,5 doğru soruyu yeterli gören kurul, bu durumun devamına da karar vermiş. Yani bundan böyle hiçbir yeterlik olmadan yarım doğru ile üniversiteye girmek mümkün olacak.
Açıklamaya göre, tıp, diş hekimliği, eczacılık, hukuk, mimarlık, mühendislik ve öğretmenlik programlarını tercih edebilmek için gerekli olan en düşük başarı sırası koşulu uygulanmaya devam edilecek.
Ülkemizde kamu ve özel iki yüzün üstünde yüksek okulumuz var. Ama dünyada ilk 500’e giren üniversitemiz yok. On yıl öncesine kadar, ODTÜ, İTÜ, Boğaziçi gibi okullarımız dünya bilim liginde yer alabilirken bugün listede olmamalarının nedeni acaba nedir?
Bin beş yüze yakın yetkin akademisyen üniversitelerden atılmış, mahkemede kazanılmış olmasına rağmen bu bilim insanları okullarına döndürülmemiştir.
Üniversiteler, kendi yöneticilerini seçemiyor. Eğitime ayrılan bütçe, özel kişilere verilen burs kadar bile değil!.. Bu okullardan mezun olacak gençlerin çoğu da diplomalı işsiz olacak zaten.
Parası olan istediği okuldan diploma alsın, sonra da liyakate değil, referansa bakılarak işe alınsınlar !.. Bu durumda sınavlar formaliteden öteye gitmiyor zaten. Oldu olacak sınavları da kaldıralım gitsin!