”Türkiye Cumhuriyeti, şeyhler, dervişler, mensuplar ülkesi olamaz!..”
Çağdaş bir toplum oluşturabilmek için cumhuriyetin kuruluşundakapatılan tekke ve zaviyeler,aradan geçen süre içinde sinsice yeniden örgütlenerek ticari ve siyasi alanda büyük güç kazanmış, hem devlet kurumlarında hem de toplumun eğitim başta olmak üzere çeşitli alanlarında etkili odaklar haline dönüşmüştür.
FETÖ bunlardan sadece biridir.Kalkıştığı darbe ile devlet kurumlarında ve toplumsal yapıdaoluşturduğu tahribat bile tarikatların ne denli tehlikeli olduklarını göstermesi açısından ibret alınması gereken önemli bir örnektir.
Tarikatlar tehlike arz ediyor: Bir yandan silahlı örgütlendiklerine dair haberler diğer yandan çocuklara yönelik istismar haberleriyle toplumun gündeminden düşmüyorlar. İstanbul’da bir Kuran kursunda çocuklara, ardından Sakarya’da 12 yaşında bir kız çocuğuna tecavüz edildiğine dair pek çok haber ve bunlara ilişkin tutuklamalar oluyor. Bunlar buzdağının görünen yüzü diyen ve Tarikat araştırması nedeniyle hakkında inceleme başlatılan Prof. Dr. Esergül Balcı, “Türkiye’de bir milyon civarında çocuk tarikatların elinde. Çoğunluğu yoksul ailelerden geliyor. Çaresizler. Kalabalık ailesinin karnını zar zor doyuran ebeveynler çocuklarını tarikata verince, bir boğaz eksiltmiş oluyor. Tarikat yurtları, okulları, kursları ve evleri her türlü istismara açık” ifadelerini kullandı.
Sonra “Oğlum-kızım büyükşehirde kapılıp gider, kötü yola düşer, dininde imanında büyüsün” diye düşünenler var. Bir de geldikleri çevredeki hemşerilerinin yönlendirmesi söz konusu. Bu insanlar kentte tutunamamanın ezikliğini ve ekonomik yetersizliklerinin sıkıntısını ‘hiç değilse çocuğumuz parasız eğitiliyor’ düşüncesiyle azaltmaktadırlar. Bu durum bir yerde ‘çaresizliğin çaresi’ halini almıştır.
Devlet eğitimden kademe kademe çekilmiş. Bazı bölgelerde okullar artık kapatılmış. Yoksulluk ve sahipsizlik nedeniyle aileler çocuklarını tarikatlara teslim etmiş durumda. Yarın bu çocukların hangi amaç için nasıl kullanılacağı meçhul. Eğitimleri dolayısıyla her türlü istismara açıklar.
Yoksul çocukların eğitimi ve din eğitimi devlet okullarında parasız ve cumhuriyetin öğretmenleri tarafından verilmeli, diğer bütün karanlık yapılar kapatılmalıdır…
Türkiye’de belli başlı 30 tarikat silsilesi ve bunların 400 kolu bulunuyor. Sadece İstanbul’da 448 tekke faaliyetlerini açıktan sürdürüyor. Çoğunluğu İstanbul, Siirt, Diyarbakır, Mardin, Adıyaman, Batman, Van, Hakkâri, Şırnak, Ağrı, Muş, Bitlis, Gaziantep ve Şanlıurfa olmak üzere 800’ün üzerinde faal medrese var. Üstelik büyük şehirlerde kaç apartman medresesinin faaliyette olduğu bilinemiyor.
Bugün tarikatların elinde ciddi anlamda ekonomik güç var. Bu güçleri sayesinde etkileri altına aldıkları milyonlarca çocuk ve mürit. Siyasi iktidarlar tarafından da desteklenen bu yapıların toplumun geleceği açısından nasıl bir tehlike oluşturduklarını görmemek büyük bir aymazlıktır.
Toplumsal olumsuzluklara dikkat çektiği için hedefe konan, Türkiye Barolar Birliği, Türk Tabipler Birliği gibi örgütler için “kapatılsın, yöneticileri tutuklansın” diyen siyasi iktidarın, çürümüşlükleri ortaya saçılan bu tarikatlar konusunda nedenhiç sesi çıkmıyor?
Cumhurbaşkanlığı İstişare Kurulu üyesi Cemil Çiçek, “15 Temmuz’dan ibret almadık. FETÖ’ den sonra gördük ki bir kısım yapılar (tarikatlar) insandan ziyade çıkar elde etmeye, servet biriktirmeye, devleti yönetmeye, ele geçirmeye çalışıyor. ” demektedir. Bari ona kulak verin, gereğini yapın ve tarikatları kapatın!..