''Ağladım gözyaşlarım döndü denize
Derdimi kimseye söyleyemedim …”
Gurbette sürgünde ülkesine hasret öldü.
Paris'te onun anısına kurulan Ahmet Kaya Kültür Merkezine ırkçı bir silahlı saldırı düzenlendi ve üç kişi yaşamını kaybetti.
O da ülkesini ırkçı saldırıların hedefi olduğu için terk etmek zorunda kalmıştı oysa. Orada ırkçı saldırının hedefi olanlar da…
Dertlerini kime söyleyebilirlerdi, söyleseler anlayan olur muydu. Bir ümitti onların ki. Ama olmuyor işte. Yuvarlanan taş yosun tutmuyor…
“Kurşunlara gelirken arka mahlede
Düştüm de yerlere bir of demedim''
Of desen ne olur ki! Kendi ülkende mülteci durumuna düşürülmüşsen elin memleketinde hiç huzur mu verirler insana!..
Vermediler…
Ülkemizi nitelikli insanlarımız, eğitimli gençlerimiz için katlanılmayacak hale getirip bizden daha kötü durumdaki ülkelerden nitelik ve eğitim durumu daha düşük zor durumdaki milyonlarca çaresiz insanı ucuz işgücü olarak buralara getirmenin gelecekte yaratacağı sorunları düşünemeyen muktedirler, bu ülkeye kötülük yaptıklarının farkında mıdırlar, doğrusu sanmıyorum!..
Üstelik, insanlarınızı başka ülkelere gitmek zorunda bırakırken yerine ikame ettiğiniz milyonlara çaresiz kişiyi eğitimsiz ucuz işgücü olarak uzun süre kullanamayacağınızı da öngöremiyorsanız, yazık!..
Yakın çevremden biri biyokimya uzmanı, diğeri psikolog iki genç kadın bilişimci eşleri yurtdışında iş bulunca buradaki işlerini, çevrelerini, sevdiklerini geride bırakıp gittiler. Böyle binlerce insan... Onlar köklerinden koptu, yetiştikleri topraklar da onlara hasret çoraklaşacak!
Çocuklarımızın büyük bir çoğunluğu ülkeyi terk etmeyi düşünüyor. Öyle “süfli hevesler” için değil, burada “nefes alamadıkları” için! ‘Seçimleri bekliyoruz, hiçbir şey değişmezse çekip gideceğiz’ diyen on binlerce kişi var.
İktidarı bu konuda uyarmanın bir anlamı yok, zaten onların uyguladıkları politikaların sonucu bu. Ama, muhalefetin, koltuk için kayıkçı kavgasına tutuşup çocuklarımızın geleceğini de çaldırmalarını bu toplum asla affetmeyecektir…
Bu böyle biline!..