Linç Kültürü toplumun her kesiminde gün geçtikçe artan bir şekilde yayılıyor. 6 yaşında, 12 yaşında bir çocuğun evlendirilmesi sapıklık ötesi bir durum, buna itiraz edenin insanlığını sorgulamak lazım ama, münferit bir yada birkaç olay yüzünden önce bir cemaati sonrada milyonlarca dindar insanı, hatta hıznı alamayarak yaratıcıyı suçlama eğilimi son derece yanlış ve vahim.
Bir kısım gazeteci, siyasetçi, sıradan milyonları da etkilemek amacıyla, bunlar sapık, bunlar 6 yaşındaki kızları evlendiriyor, bunlar da vicdan yok, resmi nikahı hiçe sayıyorlar. Aman Allahım , Cemaatleri, Tarikatları, Dini Diyaneti, hatta sakalı sapıklık sayan karikatürler ağzından salyalar akarak çizildi, yayınlandı.
Sonra bu gürültüde çok da sesi duyulmayan bir açıklama yapıldı. Bakmak isteyenler, vicdanlılar, gerçek aşıkları araştırdı ki durum hiç de bu yalancı, iftiracı, araştırma yoksunu tiplerin dediği gibi değil. Çünkü Rahmetli İsmailağa Cemaati Lideri USTAOSMANOĞLU’nun uygulaması, resmi nikahı olmayanlara, en azından resmi nikah için başvuruda bulunmayanlara İmam Nikahı kıyılmaz. Nedenini de şöyle açıklıyor; rahmetli , kadına haksızlık yapılmasın.En azından kendisinin uygulaması kesinlikle bu.
Şimdi adam onlarca yıl bu cemaatin liderliğini yapmış, Rahmetlinin uygulaması bu o kesin, ama önce İsmailağa Cemaati, sonra tüm dini grup ve Cemaatler sapık, Çocuk Gelin uygulamasını destekliyor öylemi?
Benimde yazımını hatalı bulduğum, Dezenformasyon Yasası diye bilinen yasa kanunlaşınca, muhalefet biraz da haklı bir eleştiriyle George ORVEL’in 1984 kitabında ki ‘ Doğruluk Bakanlığı’ hikayesini alarak günümüz Türkiyesi’ne uygulamak istedi. Dediğim gibi iktidar yanlısı akademik çevreler dahil tartışıldı. Benim gibi kanun yazımında hata görenler eleştirdi bile bu kanunu.
Kısaca Nedir peki Doğruluk Bakanlığı ;“George Orwell’ın 1984 isimli romanında bahsettiği bakanlık. Bu bakanlığa göre ‘gerçeklik’ partinin resmi ideolojisine göre belirlenip kurgulanır ve topluma bu şekilde sunulur. Gerçekliğin taşıdığı anlam örneğin geçen yıla göre tam tersi bile olabilir yani güne ve şartlara göre değişebilir önemli olan gerçeğin kendisi değil partinin ideolojisidir. Gerçekliğin yegane kriteri bakanlığın resmi bakış açısıdır. Ancak tabi ki bu gerçekliğin doğasına aykırıdır.“
Muhalefet bu hikaye üzerinden iktidarı eleştiriyor ki, tabi ki bir çok doneyle eleştirecek demokrasinin doğası bu, ama yukarıdaki örnekte görüldüğü gibi kendisinin de gerçek diye bir ideali yok. Buldu mu kendince bir açık, ’araştırmadan genelle, saldır, cevap hakkı tanıma.’ Kur bir ‘Doğruluk Bakanlığı’da sen, masumun canı çıksın.
Bunları yazdıktan sonra yalnız, bir çift lafım var. Ama sadece ,Üstad Necip Fazıl sözüyle “KABA, SOFTA, HAM YOBAZA”. Genellemeden, sadece bu uygulamaları yapıp, biraz cahil, okumayan kitleyi etkileyenlere, lafa gelince hepiniz,en azından çoğunuz ‘HANEFİ’siniz. Ünlü Alim Muhammed Ebu Zehra , Diyanet Yayınlarından çıkan “Ebu Hanife” isimli kitabında, İmam-ı Azam’ın çok açık bir şekilde ‘ Evlenme ve Eş Seçme hakkının kadının kendisine ait olduğu ‘ yani ailesinin bu konuda baskı yapamayacağı’ fetvasını verdiğini yazıyor.
O zaman Hanefi’yim diyorsan bunun dışında bir uygulama yapamazsın Ey Dindar kardeşim. Sende ey din deyince tüyleri diken diken olan kardeşim, dini, Hanefiliği yanlış uygulamalar yüzünden böyle insafsızca, suçlayamazsın.
Bu arada muhteşem insan, İmam-ı Azam Ebu Hanife’yi bir makalemde uzun uzun anlatacağım sizlere. Yanlış bildiğniz, o muhteşem fetvalarını, nasıl ölümüne bir gerçek Kur’an sevdalısı olduğunu anlatacağım.
Bu haftada yalnız yaratıcımın rızası için, kendimce dosdoğru bir şekilde, farklı bir bakış açısıyla, bu güncel konuyu işledim makalemde. Sizin için incittiysek, incindiğimizdendir. Haftaya ömür varsa görüşmek üzere efendim.