Aralarında Samsun Çevre Derneği, Samsun Çevre Platformu (SAMÇEP) ve Samsun Doğayı Koruma Derneği’nin de bulunduğu 235 sivil toplum kuruluşu bir araya gelerek “Başka bir canlıyı öldürmenin sporu, turizmi, hobisi, ihalesi olamaz! Bu dünya üzerindeki yaşamı paylaştığımız öbür canlılardan bahsediyoruz, onlar uzak ve yakın komşularımız. Komşularımızı birer rakam ve kotaya indirgeyen Merkez Av Komisyonu’na da kararlarına da karşı çıkıyoruz.” dedi.
“Tarım Orman Bakanlığı, Doğa Koruma Milli Parklar Genel Müdürlüğü, hangi canlının kaç birey, ne koşullarda, nerelerde öldürüleceğine karar vermek yerine, onları koruyan kararlar almalıdır” diyen yaşam savunucuları yaptıkları ortak açıklamada şu görüşlere yer verdi:
“Geçtiğimiz 16 yıl içinde yaklaşık 17 bin avcılık kursu açılmış ve yaklaşık 500 bin kişi avcılık sertifikası almıştır. Doğanın korunmasından sorumlu kurumlar, silah endüstrisinin ve avcıların doğamızı yok etmesine ne yazık ki seyirci kalmakta, daha da üzücüsü bu durumu teşvik etmektedir.
Oysa Türkiye, taraf olduğu Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi’nin 6. ve 8. maddeleri uyarınca nesli tehlike altındaki türleri korumayı taahhüt etmiştir.
Buna rağmen, bu hükümler ve taraf olunan öbür uluslararası sözleşmelerin, ülkemiz mevzuatı sayılan hükümleri görmezden gelinerek, nesli tehlike altındaki kimi türler bile ava açılmaktadır. Bu kabul edilemez!
Ayrıca, 1 Temmuz 2020’de TBMM Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu’ndan geçen Kanun Teklifi’nin 15. Maddesi’ne getirilen bir ek ile yabancı diplomat ve “üst düzey misafirlerin” diledikleri takdirde ücretsiz olarak avlanabilmesi ve yaşam alanları tahrip edildiği için yerleşim yerlerine gelen ayı, domuz gibi hayvanların da avlanabilmesinin yönetmeliğe bağlanması oy çokluğu ile kabul edilmiş bulunuyor.
Doğamızı günbegün yok edecek olan bu kararların bir an önce durdurulması gerekmektedir.
Kara Avcılığı Kanunu’nun ivedilikle değişmesini, Doğa Koruma Kanunu olarak yeniden düzenlenmesini ve doğa ihtisas mahkemelerinin kurulmasını talep ediyoruz.
Şimdi, yaşam hakları ve alanları ellerinden alınan tüm canlıların sesi olma zamanı.”