Uzm. Dr. Funda Neslihan Furtun, Samsun Tabip Odası Başkanlığı görevini devraldığı günden itibaren “Başkan Mektubu” formatında meslektaşlarıyla dertleşiyor ve bunu çok önemsiyor.
Tabip Odası Furtun beşinci mektubunu da kaleme aldı.
Değerli Meslektaşlarım” diye başlayan diğerleri gibi önemli gördüğüm mektubu kamuoyunun ilgisine bilgisine sunuyorum:
“Pandeminin sıkıntılı şartlarında özveriyle canıyla, kanıyla, teriyle mücadele veren hekimler, her e kadar toplum nezdinde alkışlansalar da takdir edilseler de ne yazık ki muktedir zihniyetin yönetimi tarafından hak ettiği değere mazhar olamıyorlar.
Neoliberal politikaların insanları müşteri yapma iştahı ülkemizde Sağlıkta Dönüşüm Programı ile ete kemiğe büründü.
Hekimler tezgahtar, hastaları müşteri olarak görüldü. İnsan bedeni metalaştırıldı.
Neoliberal sağlık politikaları sağlıklı kalmayı değil, hastalıklı bireyler üzerinden geliştirildi. Dolayısıyla sistem insanların hasta olmasını kâr üreten bir araç olarak gördü. Sağlıklı olmayı temel bir insan hakkı olarak değil bir tüketim aracı olarak değerlendirdi.
Elbette TTB ve Tabip Odaları olarak tüm bunlara karşı çıktık. Sağlıkta Dönüşüm Programının gerçek yüzünü ortaya koymaya çalıştık. Bu süreçte sağlık idaresi, sağlık hizmeti verilen mekanlarda hekimlerin yan yana gelmesini önleyecek birçok yönteme başvurdu.
Sağlık tesislerinde hekim dinlenme alanları oluşturmamanın ötesinde “performans” diye ifade edilen hekimler arası çalışma barışını yeknesak eden ucube bir sistem geliştirdi.
Bugün geldiğimiz noktada hekim emeğinin değersizleştirildiğini görüyoruz. Artık “geçinemiyoruz” diyen hekim şikayetlerini sıklıkla duyuyoruz.
Hekimlerin özlük haklarında büyük kayıp birçok meslektaşımız tarafından tecrübe edilmektedir. Bu aşamada hekim örgütlülüğü en büyük gereksinimiz. Örgütsüz yapılan her şeyimiz maalesef gök kubbede içi boş balon olmaktan öteye gitmiyor.
Gerek özlük haklarımız gerekse şiddete karşı mücadelede hep birlikte olmadığımızda, örgütlenemediğimizde çabalarımız ve gayretlerimiz hak ettiği karşılığı bulamayacaktır. Açıkça ifade etmem gerekirse Samsun ili içinde Samsun Tabip Odası’nın ön aldığı örgütlü mücadelede yeterli desteği göremiyorum. Tek tek meslektaşlarımızla olan konuşmalarımda “birşeyler yapmalı” gereğini ve arzusunu görmekle birlikte hekimlerin örgütlü birlikteliğe mesafeli durması en büyük açmazımız.
Değerli meslektaşlarım, mutlaka hepimizin hekim örgütlülüğü açısından Tabip Odaları konusunda eleştirileri bulunabilir. Bunu yadsıyamayız. Fakat “birşeyler yapmalı” derken hiçbir şey yapmama konusunda eylemsizlik hali anlaşılır değil. Bu sebeple sizleri örgütlülüğümüz konusunda bir kez daha düşünmeye davet ediyorum.
Bir şeyleri değiştirmek istiyorsak elimizi taşın altına koymalıyız. Bir sivil toplum örgütünün gücü üyelerinin verdiği destekle doğru orantılı. Meslek örgütümüzün özlük hakları başta olmak üzere, gelin hep birlikte çözümler üretelim. TTB’nin 81 ilde hekimler arasında yaptığı anket acı tabloyu ortaya koymaktadır. Hekimlerin %45 inin aylık geliri geçimlerini sağlamaya yeterli değil. Pandemi ek ödemesi alamayan hekim yüzde yetmiş beş oranında.
Hekimlerin %90 gibi büyük çoğunluğu performans sisteminin adaletsiz olduğunu ifade ediyor. %85 gibi büyük oranda meslektaşlarımızın sözlü ve fiziki şiddete maruz kaldığını görüyoruz. Çalışma ortamının pandemi koşullarına uygun olmadığını ifade eden hekim %72 oranında. Hal böyle olunca ankete katılan hekimlerin büyük ekserisi bu durumda eyleme katılım sağlayacaklarını ifade ediyorlar. Tabloyu kısaca özetledim.
Hekimlerin bir arayış içinde olduklarını da gözlemliyorum. Elbette hekim örgütlülüğünün yeterli sağlanamaması konusunda mevcut TTB ve oda yönetimlerinin de özeleştiri yapması gereği ortadadır. Meslek örgütünün ideolojik ön plandan çok daha geniş hekim kitlesini kapsayacak iki temel konuda yani özlük haklarında iyileştirme ve sağlıkta şiddetle mücadele konusunda yoğunlaşması gereği ortadadır.
Değerli meslektaşlarım, zaman farklılıklarımızı değil benzerliklerimizi ortaya koyma zamanıdır. Bu sebeple hangi düşüncede olursa olsun tüm meslektaşlarımı örgütlü mücadeleye davet ediyorum. TTB ve bağlı odalar nezdinde yapılan çalışmalar sonucunda ortaklaşan öncelikli taleplerimizi ifade etmek istiyorum.
1. Sağlıkta piyasacı politikalar yerine, sağlık hizmetleri toplumcu anlayışla yeniden inşa edilmelidir.
2. Temel ücretlerimiz TTB’nin görüş ve önerileri çerçevesinde belirlenmeli, emekliliğe de yansıyacak yaşanabilir ödeme sağlanmalıdır.
3. İşyerlerimiz ve sağlık ortamı güvenli hale getirilmeli.
4. Güvencesiz, köleliği dayatan çalışma koşullarına son verilmeli.
5. Covid-19 başta olmak üzere meslek kaynaklı hastalıkları kapsayan meslek hastalıkları yasası çıkarılmalıdır.
Tüm bu talepler öncelikle muhataplarına randevu alınarak iletilecektir. Bu makul ve haklı taleplerimiz karşılık bulmadığında bıçağın kemiğe dayandığı noktada olacağız. İşte bu zaman hepimizin mesleğimiz adına birlikte olma zamanıdır. Samsun Tabip Odası başkanı olarak tüm meslektaşlarımdan ricam bu zorlu ve kutlu davada desteklerini, katkılarını esirgememeleridir. Unutmayın ki hep birlikte güçlüyüz.”