Çok değil daha 5-10 yıl öncesine kadar Atakum’daki Toplu Konut Bulvarı’ndan Atatürk Bulvarına giderken yolun sağı-solu ovaydı.
Etraf yemyeşildi!
Masmavi deniz sanki ayağının altındaydı.
Zaman zaman çarşaf gibi olurdu!
Hani esnaf için denilen “yaprak kımıldamıyor” sözü gibi denizde sanki kımıldamıyordu.
“Lebi derya” tanımına çok uyuyordu.
Lebi derya her ne kadar deniz kenarı anlamı olarak biliniyorsa da emlak literatüründe çoğunlukla konut manzaralarını tarif etmek için kullanılıyor.
Toplu Konut Bulvarı’nın sağında solunda “lebi derya” tanımına uygun konutlar yapılmaya başlandı.
Deniz gören konutlar kapışıldı.
Konutlaşma o kadar yoğunlaştı ki; Toplu Konut Bulvarı’ndan Atatürk Bulvarı’na gidenler araçları ile adeta “açık hava tüneli” istikametini kullanır gibi oldular.
Çünkü hızlı konutlaşma ve betonlaşma bulvarın sağını solunu açık hava tüneli haline getirdi.
Hani o lebi derya konut satın alanlar var ya işte onlar da hayal kırıklığına uğramaya başladılar.
Çünkü o balkondan deniz havasını teneffüs ettikleri apartmanların önüne yeni apartmanlar yapılmaya başladı.
Kısacası yeşillikler içerisindeki o mera alanları kayboldu.
Konut alanına çevrilen araziler nedeniyle beton yığını haline geldi.
Halen o kadar çok konutlaşma var ki; inanın insanın “bunlar bu zamana kadar neredeydiler de birdenbire ortaya çıktılar” diyesi geliyor.
Sanki beklediler, beklediler birdenbire ortaya çıktılar!
Bu hızlı konutlaşma o güzelim Toplu Konut Bulvarı’nın da deyim yerindeyse anasını ağlattı!
Yol yol olmaktan çıktı!
Kaldırımlara kaldırım demeye bin şahit gerekiyor!
İnşaat malzemeleri indirilmesi sırasında çift şeritli araç yolları çoğu kez trafiğe kapatıldı!
Özetlemek gerekirse Toplu Konut Bulvarı adı gibi toplu konutlara ev sahipliği yapmaya devam ediyor.
Deniz havası da eskisi gibi ulaşmıyor!
Teneffüs edilmiyor!