Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi’nden içeri 10 yıl önce adım atmışım.
Hasta ziyareti hariç kapısından içeri girmediğimi bir poliklinik muayenesi için gidince öğrendim.
Doktor ile yaptığım görüşme sonrası kayıt açtırmak için gittiğim poliklinik sekreteri 2011 yılından kalma bir borç gözüktüğünü, faizi ile birlikte 33 lira olan borcu ödemem halinde kayıt açabileceğini söyledi.
Düşündüm taşındım 2011 yılında Tıp Fakültesi Hastanesi’ne ne için gittiğimi ve nasıl borçlu kaldığımı hatırlayamadım.
Polikliniğin bulunduğu kattan alt kata inerek iki vezneden birine uğradım.
Sırada bekleyenler uzadıkça uzamış. Diğer vezneye yöneldim.
Güvenlik görevlisi sıradaki insanların sosyal mesafe kuralına uymayanlarını söylüyordu.
Zaman zaman tartışma da yaşanıyordu.
Neyse sıram geldi. 2011 yılından kalma faizi ile birlikte 33 lirayı bulan borcumu ödedim.
Ana para her halde 10-15 liraydı ki, gecikme faizi ile birlikte 33 lira olmuştu.
10 yıldan bu yana çok sayıda yapılandırma imkanı tanınmıştı.
Borçtan haberim olsaydı yapılandırma başvurusunda bulunup 10-15 lira olan borcumu peşin öderdim, faizden kurtulurdum!
Ya da yapılandırmada taksit seçeneğini tercih ederek ödemeyi bir-iki yılda yapardım!
Neyse bu işin mizahi tarafı! Borç borçtur, ödenecektir. Randevum 9.30’daydı.
Borcumu ödeme işim uzadığı için bir saatten biraz fazla bir gecikme ile poliklinik sekreterinin karşısına geçtim. Kimlik kartımı verdim. Kaydım yapıldı.
Bir süre daha bekledikten sonra kendimi doktorun karşısında buldum.
Yaptığı muayeneden sonra kullanmam gerekli ilaçları yazdı.
Test ve bazı çekimler istedi. Randevu alabileceğim yerdeyim.
Durumu anlattım, ekran karşısına geçerek baktı.
En yakın günü iki ay sonraya verebileceğini ama öncelikle kan vermem gerektiğini bildirdi.
Devam etti: “Ama özel istersen 3-4 gün sonrasına verebilirim.”
Ya iki ay sonra ya da eli cebe atarsam 3-4 gün sonrası! Kan da var!
Hadi bana eyvallah dedim.3-4 gün sonrasını bekleyecek zamanım yoktu.
Çünkü Türkiye Spor Yazarları Derneği’nin İstanbul’da yapılacak Genel Kurul Toplantısı’na katılmam gerekiyordu.
Genel Kurul için gittiğim İstanbul’da konu konuyu açınca oğlumun arkadaşı Pendik Devlet Hastanesi’nden randevu aldı.
Sabah saat 09.00’da doktorun muayene odasındayım. Şikayetimi anlattım. Samsun’dan geldiğimi söyleyince eşinin Samsunlu olduğunu söyledi. Muayene, Samsun’da da istenen test ve ilaçlı çekim işlemleri saat 11.00’de sona erdi. Hepsi iki saatte tamamlandı. İlaçlı çekim sonucunu da üç gün sonra aldım. Teşhis kondu. Reçetem yazıldı. Teşekkür ederek Pendik’teki hastaneden ayrıldım.
Bunları OMÜ Tıp Fakültesi Hastanesi’ni kötülemek için yazmadım.
İki devlet kurumu; birinde ilaçlı çekim için iki ay sonrasına verilen randevu, diğerinde ise muayene, test, ilaçlı çekim ile üç saatte biten tüm işlemler.
Sağlıcakla kalın