Her seçimde olduğu gibi 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimler öncesinde bazı siyasi parti yöneticileri ve adaylar son model lüks araçlarının plakalarına yasak olmasına rağmen parti adı, amblemi veya kendi isimlerinin bulunduğu “kırmızı plaka” takarak seçim gezilerini sürdürüyorlar.
Yasak olan bu standart dışı plakalarla dolaşan adaylar ve siyasi parti yöneticilerini trafik ekipleri nedense görmüyor.
Trafik ekiplerinin “kırmızı plaka” takılı araçlara müdahale etmemesi nedeniyle bu araçların sayısı da her geçen gün artıyor.
Devlet protokol plakaları (kırmızı plakalar) kime ait, kimlere verilir sorusunun cevabı “Devlet Protokol Plaka Listesi”nde yer almaktadır.
Siyasi partilerde olsun, adaylarda olsun bir “kırmızı plaka hastalığı” vardır.
Herhalde isminin yazılı olduğu plakalı aracın arkasına oturan aday herhalde kendini meclis başkanı, bakan, mecliste grubu bulunan partilerin grup başkan vekili ve diğer kırmızı plaka listesinde yer alan protokol üyeleri gibi görmenin zevkini yaşıyordur.
Kırmızı plakalı araçlarla siyasi propaganda çalışmalarını sürdüren adaylardan belediye başkanı seçilecek olanlar makam araçlarının “siyah plakalı” olacağını bilmiyorlar mı? Biliyorlar ama kırmızı plakanın zevki-sefasını sürmekten de geri kalmıyorlar.
Nasıl olsa yetkililer kırmızı plakaya seyirci.
Bunlara kimse dur demiyor.
Kırmızı plakalı araçlarla dolaşanlar yasalara göre “ağır trafik kusuru” suçunu işlemiş olmasına rağmen ortada yasa-masa yok!
Göz yumuluyor!
Diyorum ki; bende aracıma “Cemil Ciğerim” yazılı kırmızı bir plaka taksam!
Şehirde havamı atsam!
Soran olursa “Önümüzdeki yıllarda yapılacak seçimlerde aday adayı olmayı düşünüyorum. Şimdiden seçim hazırlıklarının provasını yapıyorum” diyerek kendimi savunsam!
“Onlara serbest de bana mıyasak?” desem nasıl olur!
Nasıl olsa şehirde kırmızı plakalı araçlarıyla adaylar ve parti yöneticileri havasını atıyor!