Ailesiyle Muhteşem Yüzyıl dizisini seyreden minik çocuk annesine dönerek;
“Anne ben padişah olmak istiyorum” dedi.
Devam etti:
“7 tane cariyem olacak.
Biri bana yemek yapacak.
Biri elbiselerimi yıkayacak.
Biri evi temizleyecek.
Biri bana şarkı söyleyecek.
Biri beni yıkayacak.
Biri benimle sohbet edecek beni eğlendirecek.
Biri de arabamı yıkayacak.”
Annesi;
“Peki yanında yatacak kimse istemiyor musun oğlum?” demiş.
Çocuk;
“Hayır, benim yanımda sen yatacaksın. Çünkü seni çok seviyorum anneciğim” demiş.
Annesinin gözleri yaşararak sormuş;
“Peki cariyelerin nerede yatacak oğlum?”
Çocuk, “Onlar babamla yatsınlar” demiş.
Babasının gözleri yaşararak bağırmış:
“Padişahım çok yaşaaaa”
X X X
Milletvekillerini taşıyan bir otobüs devrilmiş.
Köylüler bütün milletvekillerini defnetmişler.
Olay yerine kış nedeniyle geç gelen polis köylülere sormuş:
-Hepsinin öldüğünden emin misiniz?
Köylüler:
-Bazıları bağırıyordu ama siyasilere kim inanır, hepsini gömdük.
X X X
Tilkinin biri yavrusuna demiş ki:
-Bak yavrum, bütün bu bağlardaki üzümlerden yiyebilirsin. Sadece köyün mollasına ait bağın üzümleri hariç. Hatta aç kalsan dahi o bağı aklına bile getirme.
Genç tilki babasına sormuş:
-Neden? O bağın üzümleri zehirli mi?
Tilki yavrusuna cevap vermiş:
-Hayır, çocuğum. Eğer molla bağından üzüm yediğimizi anlarsa yarın hemen ‘tilki eti helaldir’ diye fetva verir ve neslimizi yok eder.
Gücü, insanların cehaleti üzerine kurulmuş toplumlara hiçbir zaman bulaşma.
X X X
Camları kapatınca yaz.
Hafif perdeyi araladım sonbahar.
Nasıl mevsim bu?
Camdan bakınca bahar.
Sokağa çıkıca kış.
Dışarıdan müzik sesi duyuluyor:
“Sana söz, yine baharlar gelecek!”
(Alıntı)