Futbol bir sonuç oyunu. İyi futbol, göze hoş gelen oyun önemli elbette ama maçı kazanmaktan daha önemli bir veri yok dünyanın hiçbir yerinde.
Topa istediğiniz kadar sahip olun, kaleye istediğiniz kadar şut çekin, topu 3 kale direği arasına sokamadığınızda bunların hiçbir önemi olmuyor ne yazık ki…
Geçen haftalarda JoseMourinho’nun takımı Tottenham, Manchester City’yi 2-0 mağlup ettiğinde gazetecilerin, “Topa yüzde 66 oranında City’nin sahip olduğu”yönündeki soruya Portekizli teknik adam, “Topa bizden daha fazla sahip olacaklarını biliyorduk. İstatistikler umurumda değil. İsterlerse topu eve götürsünler” diye cevap vermişti.
Bunu niye anlatıyorum;
Geçen hafta içi basın toplantısında Teknik Direktör Ertuğrul Sağlam, bazı istatistikler vererek takımın performansının iyi olduğunu söyledi. En fazla pozisyona giren, en çok koşan, en fazla şut çeken takım olduklarını ve bu konuda kendilerine yöneltilen hiçbir eleştiriyi kabul etmediğini söyledi.
Futbolun tek bir doğrusu yok. Ama tek bir hedefi var; o da kazanmak.
Bazı teknik adamlar bunu herkesin dilinde olan “göze hoş gelen” bir oyun oynatarak yapıyor bazıları da “amaca giden her yol mubahtır” mantığıyla iyi oynamayı tamamen göz ardı ederek, sadece “kazanmak” için oynuyor.
Göze hoş gelen oyun, iyi futbolcularla oynan ve sabır gerektiren bir süreç.
Türkiye’de bu sabrı gösterecek taraftara ve yönetimlere sahip değil maalesef.
Acı ama gerçek olan şu ki; istatistik ve analiz departmanları ne mağlubiyetleri önleyebiliyor ne de teknik direktörlerin kovulmasını engelleyebiliyor.
Siz istediğiniz kadar istatistikleri altüst edin skor sizin lehinize değilse bunların hiçbir önemi olmuyor.
Bursaspor maçında Samsunspor yüzde 61 topa sahip olmuş, rakibinden daha fazla şut çekmiş, daha fazla net pozisyon üretmiş, rakibin tek korner attığı maçta 16 köşe vuruşu kullanmış,
İstatistiklere göre Samsunspor’un kazanması gerekiyor ama sonuç 3-0 mağlubiyet.
Boluspor maçında da takımın iyi futbol oynadığını söylemek mümkün değil ama alınan sonuç hedefe giden yolda tatmin edici.
Yani hocam, istatistikler yanıltıcı olabilir.
Şimdi ligin ilk yarısının tamamlanmasına 2 maç kaldı. Önemli olan sonucu alabilmek. Bu 6 puanı alabilecek bir takıma sahibiz. Yine başta futbolcular olmak üzere takıma inanıyorum…
GEÇMİŞ OLSUN BAŞKAN...
Zor bir süreç yaşadı ve yaşıyor. Dünyayı etkileyen koronavirüs illetine yakalandı ve uzun süre hastanede tedavi gördü. Kardeşi gibi gördüğü can dostu Mustafa Erkanat’ı kaybetti.
Hastanedeki tedavisi tamamlanarak evine çıkan Yüksel Yıldırım’a bir kez daha geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Samsun’un ve Samsunspor’un ona ihtiyacı var. Kısa sürede tedavisini tamamlayıp onu tekrar tribünde takımının yanında görmek dileğiyle…
ÖZKAN SÜMER
Türk futbolunun en önemli değerlerinden biriydi Özkan Sümer. Hem Trabzonspor’da hem de Samsunspor’da görev yaptığı dönemlerde gazeteci olarak kendisiyle yakından çalışmış biriyim.
Olağanüstü bir kişilikti.
Takım otobüsüne aldığı tek gazeteciydim.
Ne çok anımız ve yaşanmışlıklarımız var.
Vefat haberini aldığımda yüreğim sızladı. Eski hatıralar gözümün önüne geldi. Mekanın cennet olsun hocam.
Seni ne ben ne de Türk futbolu asla unutmayacak…